Examples of using "Zieht" in a sentence and their turkish translations:
Bir fırtına yakındır.
Tom taşınıyor.
Tom nereye taşınıyor?
Böyle takıyorsunuz.
dev dalga vurur ve çekilir
Bir fırtınaya yakalanacağız.
Şeker, karıncaları çeker.
Tom yarış güvercini yetiştiriyor.
Tom emekli oluyor.
Tom elbiselerini değiştiriyor.
Sıra beyazda ve kazandı.
Tom Mary'nin saçını çekiyor.
O kız arkadaşı ile birlikte yaşıyor.
Mıknatıs demiri çeker.
Bu iş canımı sıkıyor.
- O sadece sana gaz veriyor.
- O sadece seni gaza getiriyor.
At arabayı çekiyor.
Her zaman siyah giyinir.
Kapıyı kapat! Burada bir hava cereyanı var!
Hükümet vergi kesintilerini düşünüyor.
- Karım yaprak takvim tercih ediyor.
- Eşim blok takvim kullanmayı tercih ediyor.
- Eşim saatli maarif takvimi kullanmayı tercih ediyor.
Tom bizimle geri taşınıyor.
Tom kırmızı şarabı, beyaz şaraba tercih eder.
Tom farklı olasılıkları düşünüyor.
Güçlü bir hava akımı o pencereden esiyor.
Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.
Tom her zaman iyi giyinir.
Tom soyunuyor.
Sarmal hâline gelip kafalarını böyle geriye çekmeleri
Midem açlıktan yapıştı.
Örtbas etmeye çalış, biz gideceğiz.
O dikkati seviyor.
Meteoroloji uzmanı bir fırtınanın geldiğini söylüyor.
Tom ayakkabısını giyiyor.
Hava tahminine göre, bir fırtına geliyor.
Öğretmenimiz sadece kız öğrencilerden yanadır.
Bir fırtına geliyor.
diyoruz ki; Allah Allah neden çekiliyor ki?
Pijamalarını giy.
Yakında bir fırtına olacak gibi görünüyor.
O, bunun hakkında konuşmamayı tercih eder.
O, o konuda konuşmamayı tercih eder.
Tom onun hakkında konuşmamayı tercih eder.
Defolun, çocuklar!
Tom giyiniyor.
Tom ayakkabılarını ayakkabı çekeceğiyle giydi.
Tasarımda sadelik kullanıcıların dikkatini çeker.
Kalın giyinin! Soğuk dışarısı.
Gökyüzü bulutlanıyor.
O her zaman rakipleri tarafından yapılan hatalardan yararlanır.
Bir fırtına patlamak üzeredir.
Lütfen giyinin.
Tom pijama giymez. O çıplak uyur.
Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.
Tom iyi giyinir.
İt ürür, kervan yürür.
Denizden yansıyan ay ışığına çekilerek okyanusa doğru gidiyorlar.
- Katil cinayet mahaline mutlaka geri döner.
- Suçlunun olay mahaline illa ki geri geleceği bilinen bir gerçektir.
Yoldaş Lenin politika hakkında konuşmayı tercih etmiyor.
Hava bulutlanıyor.
Lütfen ayakkabılarınızı giyin.
Ayakkabılarınızı giyin.
Annem benim şanslı numaralarımdansa loto makinesinin keyfi seçimini tercih eder.
Tom elbiselerini değiştiriyor.
Ne zaman yeni yerine taşınıyorsun?
Ne giyeceksin?
Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.
tsunami ise kütle olarak ilerler çok sonra çekilir
- O, Fransızcayı Almancaya tercih eder.
- Fransızcayı Almancaya tercih eder.
- Ölü Deniz yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
- Lut Gölü yaşıyor: dünyanın her köşesinden turist çekiyor.
Hava bulutlanıyor.
Tom evde kalmayı tercih ediyor.
Sıkı giyin.
Yazık, en iyi arkadaşım taşınıyor. Başka bir şehirde yaşayacak.
Eğer ayakkabı uyarsa....
Dünya kendi ekseninde döndüğü için Güneş gökyüzü boyunca hareket ediyor gibi görünüyor.
- Bazı giysiler giy.
- Bir şeyler giyin.
Ayakkabılarını giy.
Lütfen ayakkabılarını giy.
Bu gece ne giyiyorsun?
Ayakkabılarını çıkar.
Ayakkabılarınızı giyin.
Mark biraz dinlendikten sonra kalkar, yıkanır, giyinir ve dışarı çıkmak için hazırlanır.
Yeni evine ne zaman taşınıyorsun?
O surat asıyorsa, bu sinirli olduğundan dolayıdır.
Hangi rengi tercih edersin, mavi mi yoksa yeşil mi?
Lütfen kapıda ayakkabılarınızı çıkartın.
Sakin ol; o sadece seninle alay ediyor.
Ağız kenarlarını yukarıya doğru çekersen, burnundan nefes alamazsın. Gerçi bu doğru değil ama yine de şimdi gülümsemeni sağlamış oldum.
Lütfen ayakkabılarınızı çıkarın.
Kuşkusuz bu dünyada her erkeğin ve kadının evlenmek için huyu huyuna, suyu suyuna tamamen denk birisi mutlaka vardır; fakat bir insanın sadece birkaç yüz kişiyle tanışma fırsatı bulduğu, bu birkaç yüz kişi içinden belki bir düzinesini yakından tanıdığı, bu bir düzinenin de ancak birkaçıyla dost olduğu göz önüne alınır ve de dünyada milyonlarca insanın yaşadığı hatırda tutulursa kolayca görülür ki dünya yaratıldığından beri doğru erkek doğru kadınla muhtemelen daha hiç karşılaşmamıştır.