Examples of using "Entscheiden" in a sentence and their turkish translations:
Tom karar vermeli.
Karar vermek size kalmış.
Ben karar vereceğim.
Biz karar vereceğiz.
Tom karar verecek.
Tom'un karar vermesine izin ver.
Buna kendin için karar vermek zorundasın.
- Kendini yargılamalısın.
- Kendin karar vermelisin.
Tom'a karar verdirelim.
Sonra karar vereceğiz.
Kararını vermek zorundasın.
Her kararı birlikte alırız.
Şu anda bir karar vermenize gerek yok.
Bu sizin kararınız, ama çabuk olun!
Nancy kendisi için hiçbir şeye karar veremez.
Bugün karar vermemiz gerekiyor.
Şimdi karar vermek zorunda olduğunuz zaman.
Tom karar veremez.
Ona sonra karar vereceğim.
O karar veremiyor.
Mary karar veremiyor.
Tom karar veremedi.
Karar veremedim.
Şu anda karar vermek zorunda değilsin.
Karar verip yola devam edelim.
bunun kararını size bırakıyorum
Henüz karar veremiyorum.
Sen karar ver.
Ben bu ikisinin arasında seçim yapmak zorundayım.
- Size kalmış.
- Karar vermek size kalmış.
Nasıl devam edeceğime karar vereceğim.
Neden buna bugün karar vermek zorundayız?
Bu senin kararın değil.
Tom sadece karar veremiyor.
Hedifi bilen, karar verebilir.
Bugün karar vermek zorunda değiliz.
Kararını vermen için on dakikan var.
Öncelikle karar verilmesi gerekenlere karar veririz sonra iki takıma ayrılırız.
Bu konuda karar vermek size kalmış.
Yine de, çoğu erken emekliliği seçiyor.
Biz birlikte karar veririz.
İnsanlar sandıkta karar verecek.
Karar vermek zorundayız, ve saire!
Ona karar vermeyi sana bırakıyorum.
Karar vermek kolay olmayacak.
- Ne yapacağına karar vermek sana kalmıştır.
- Ne yapacağına karar vermek size kalmış.
- Ne yapacağına karar vermek sana kalmış.
ve genellikle bununla beraber yaşamayı tercih ederiz.
Onlar kendileri için karar verme hakkına sahip olmalıdır.
O kendisi için karar verme hakkına sahip olmalı.
O kendisi için karar verme hakkına sahip olmalı.
Tom ve Mary arasında bir seçim yapmak zorunda kaldım.
Tom kendi kararını vermek için yeterince yaşlı.
Diğer konu hakkında kendim karar alacağım.
Şimdi ne yapmamız gerektiğine karar vermemiz gerekiyor.
Tom'un karar vermesine izin ver.
Kendi kararımı vermek için yeterince yaşlıyım.
Önce nereye gideceğimize birlikte karar verelim.
Karar vermek için daha fazla zamana ihtiyacım var.
Karar vermek için yarına kadar süren var.
Tom'un o kararı şimdi vermesine gerek yok.
- Ama neyin önemli olup olmadığına nasıl karar vereceksin?
- Ama neyin önemli olup olmadığına nasıl karar vereceksiniz?
Her türlü bir karar vermeliyiz. Neyi seçeceksiniz?
Karar sizin. İkisinden biri, hızlı olun. Dana'nın bize ihtiyacı var. Hadi!
Bu kolay olmayacak ama zekice seçimler yaparsak
İnsan işleri planlar ama Allah karar verir.
Hemen şimdi bir karar verme.
Sanırım o Tom'un karar vermesi içindir.
Nasıl karar vereceğimi bilmiyorum.
Ben ne sipariş edeceğime karar veremiyorum.
Karar vermek için otuz dakikan var.
Nerede yemek yiyeceğimizi seçmek için benim sıram.
Ne yapacağıma karar veremedim.
Ne yapacağıma karar veremiyorum.
Seçmenler bir sonraki başkanın kim olacağına karar verecek.
Tom kime oy vermesi gerektiğine karar veremedi.
Tom ne yapacağına hemen karar vermeli.
Tom'un karar vermek için sadece bir haftası var.
Tom nereye gideceğine karar veremedi.
ve ne zaman gebe kalmak istediğine karar vermek istiyor
Doktorlar aynı fikirde olmazsa kim karar verecek?
Tom hangi kamerayı alacağına karar veremiyor.
Öğle yemeğini nerede yiyeceğime karar veremiyorum.
Hangi arabayı alacağıma karar veremiyorum.
Sizi işe almaya karar verirsek, bizden haber alırsınız.
Kendi başına karar vermelisin.
Sabaha kadar karar vermek zorundasın.
Karar vermek için sadece 24 saatim kaldı.
Karar vermek için sadece 24 saatin kaldı.
Tom hangi kamerayı alacağına karar veremedi.
Gidip gitmeyeceğime karar veremiyorum.
Ben kendi başıma karar veremem.
Önce Tom'la konuşmadan o kararı veremem.
Üniversiteye gidip gitmeyeceğimize karar veremeyiz.