Translation of "Sieh" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Sieh" in a sentence and their turkish translations:

Sieh!

Bak!

Sieh an!

bak bak bak!

Sieh dort!

Oraya bak.

- Schau!
- Sieh!

İzle.

Mann, sieh nur.

Tanrım, baksanıza.

Sieh mal, Wolfsmilchgewächs.

Ama bakın, burada da geyik boynuzu bitkisi var.

Sieh nach oben

Yukarı Bak

Sieh nicht fern!

TV izlemeyin.

Sieh dich um!

Etrafa bir göz at.

Komm und sieh.

Gel ve gör.

Sieh mich an.

Bana bak.

„Sieh mal!“ rief Echo. „Sieh mal, Mama! Ich fliege!“

"Bana bak" diye bağırdı Echo, "Bana bak Anne, uçuyorum!"

Sieh dir das an!

Şuna bakın!

Sieh dir das das.

Şuna bakın.

Sieh dir das an.

Şuna baksanıza.

Sieh nicht nach unten!

Aşağıya bakma.

Sieh, was passiert ist!

Ne olduğuna bak.

Sieh nur! Eine Sternschnuppe!

- Bak! Bir kayan yıldız!
- Bak! Bir yıldız kayması!

Hey, sieh mich an.

Hey, bana bak.

Sieh aus dem Fenster.

Pencerenden dışarıya bak.

Sieh dir dieses an.

Şuna bak.

Komm und sieh selbst!

Gel ve kendin gör.

Sieh mal aufs Preisschild!

Fiyat etiketine bak.

Sieh nur! Ein Eichhörnchen!

Bak, bir sincap!

Sieh dir diese an.

Şunlara bak.

Sieh mich nicht an!

Bana bakma!

Sieh dort oben nach.

Oraya bak.

Wow, sieh dir das an.

Vay canına, şuna bakın.

Sieh dir diese Gegend an.

Şu bölgeye baksanıza.

Sieh mal. Das ist Froschlaich.

Şuna bakın. Baksanıza. Bunlar kurbağa yumurtaları.

Sieh dir den mal an.

Şuna baksanıza.

Sieh dir das hier an.

Vay canına, şunlara baksanıza.

Oh, sieh dir das an.

Şuraya baksanıza.

Hier, sieh dir das an.

İşte, buna bak.

Sieh dir das nicht an!

Buna bakma!

Sieh nur! Der Wagen brennt!

Bak! Araba yanıyor!

Hey, sieh dir das an.

Hey, şuna bak.

Sieh, was ich gefunden habe!

Bak, ne buldum !

Sieh dir dieses Foto an.

Bu fotoğrafa bak.

Sieh dir meinen Arm an!

Koluma bak.

Komm, sieh es dir an.

Bir göz atmaya gel.

Sieh zu, dass Tom kommt.

Tom'un geleceğinden emin ol.

Komm her und sieh selbst.

Gelip kendiniz arayın.

Geh und sieh nach ihm!

Git ve onu ara.

Sieh dir das gut an.

Buna iyi bir göz atın.

Sieh dir diesen Rauch an.

Şu dumana bakın.

Sieh dir dieses Haus an.

- Bu eve bak.
- Bu evi incele.

Oh, sieh nur! Eine Sternschnuppe!

Aa, bak, bir göktaşı!

Sieh mich nicht so an!

Bana o biçimde bakma!

Sieh, was du getan hast!

Ne yaptığına bak!

Sieh dir dieses Video an.

Bu videoyu izle.

Eine kleine Höhle. Ja, sieh nur.

Küçük bir mağara. Evet, baksanıza.

Wow, sieh dir diesen Ort an.

Vay canına, şuraya bakın.

Sieh dir Youtube ohne Werbung an

Youtube reklamsız izleyin

Sieh nicht auf arme Leute herab.

Yoksul insanlara tepeden bakma.

Sieh ihr Schweigen nicht als Zustimmung.

- Onların sessizliğini boyun eğme olarak algılama.
- Onların sessizliğini itaat olarak yorumlama.

- Sieh mich an.
- Kuck mich an!

Bana bak.

Sieh nur, was Mary da tut!

Mary'nin yaptığına bak.

Sieh nur, wie glücklich Tom ist!

Tom'un ne kadar mutlu olduğuna bak.

Komm und sieh dir das an.

Bunu görmeye gel.

Sieh dir diese schwarzen Wolken an.

Şu siyah bulutlara bak.

Sieh das Wort im Wörterbuch nach.

Kelimeye sözlükte bak.

Sieh zu, dass Tom das bekommt.

Tom'un bunu alacağından emin ol.

Sieh mal! Zwei Jungen kämpfen miteinander.

Bak! İki çocuk kavga ediyor.

Sieh die Zukunft nicht so schwarz!

Gelecek hakkında bu kadar karamsar olma.

Sieh dir an, was Tom trägt.

Tom'un ne giydiğine bak.

Sieh dir nur deine Kleider an!

Elbiselerine bak!

Sieh nur! Was für hübsche Tanzschuhe!

Olur şey değil, ne güzel dans ayakkabıları!

Sieh dir nochmal deinen Lebensstil an.

Yaşam tarzınıza dikkatle bir göz atın.

Hey, Tom, sieh dir das an.

Hey, Tom, buna bak.

Sieh nicht immer so viel fern.

- TV izlemek için fazla zaman harcama.
- Televizyon izleyerek çok fazla zaman harcama.

Sieh dir den Nussvorrat des Eichhörnchens an.

Evet, bakın fıstıklarla dolu bir sincap zulası.

Sieh nur, sie ist da unten! Dana!

Bakın, orada, aşağıda! Dana!

Geh und sieh selbst, was passiert ist.

Ne olduğunu git kendin gör.

Sieh zu, dass du das selbst machst.

Onu kendin yaptığından emin ol.

- Sieh genauer hin!
- Sehen Sie genauer hin!

Daha yakından bak.

- Sehen Sie sich um.
- Sieh dich um.

Çevrenize bir göz atın.

Sieh zu, dass du pünktlich hier bist!

Zamanında burada olduğundan emin ol.

Sieh nur, wie weiß Toms Zähne sind!

Tom'un dişlerine bak ne kadar da beyaz.

Sieh zu, dass du etwas Schlaf bekommst.

Biraz uyuduğuna emin ol.

Sieh zu, dass wir nichts übersehen haben.

Bir şeyi gözden kaçırmadığımızdan emin ol.

Sieh bitte zu, dass sie rechtzeitig aufwacht.

Lütfen emin ol kızın zamanında uykudan uyandığına.

Sieh bitte zu, dass wir pünktlich weggehen.

Lütfen zamanında ayrıldığımıza emin ol.

Sieh, was ich am Strand gefunden habe!

Sahilde bulduğuma bak.

Du Dummkopf! Sieh, was du angerichtet hast!

Seni aptal! Yaptığına bak!

Sieh zu, dass diese Tür abgeschlossen bleibt.

Bu kapının kilitli kaldığına emin olun.