Examples of using "Dagegen" in a sentence and their turkish translations:
Lütfen onunla ilgili bir şey yap.
Tamamen ona karşıyım.
Diğer yandan kontrol grubu hastaları
Ben buna karşıyım.
Ona bir tekme at.
Hiç kimse ona karşı oy kullanmadı.
Hiç kimse onun hakkında bir şey yapamaz.
Tom umursamazdı.
- Benim için fark etmez.
- Benim için sakıncası yok.
Tom'un itirazı yoktu.
Onun itirazı yoktu.
Benim ona hiç itirazım yok.
- Tom için sorun değil.
- Tom için hava hoş.
- Tom'a uyar.
Ben buna kesin bir biçimde karşıyım.
Buna karşı değiliz.
Sanırım Tom umursamazdı.
Senin için sakıncası yoktur umarım.
ama yapmamaya karar verdim.
Peki ne yapıyoruz?
Bu, onunla kıyaslanamaz bile.
Bunun hakkında bir şey yapmamız gerekiyor.
O konuda ne yapmak istiyorsun?
Bu konuda bir şey yapacak mısın?
Tom hayır derse ne olur?
Ona yardım edemedim.
Tom itiraz edebilir.
Bunun hakkında ne yapacaksın?
Bunun hakkında bir şey yapmalıyım.
O konuda ne yapacağız?
Benim şahsen buna karşı hiçbir şeyim yok.
Tom onun hakkında ne yapacak?
Tom umursamayacak.
Eminim Mary sorun yapmaz.
Onu yapmak için itirazımız yok.
- Ona yardım edemeyiz.
- Elimizde değil.
Onun aldırmayacağına eminim.
Tom'un umursayacağını sanmıyorum.
İçeri gelmemin bir sakıncası var mı?
Onun fikrinin lehinde mi yoksa aleyhinde misin?
- Araba sürebilir miyim?
- Araba sürmemin bir sakıncası var mı?
- Yardım edebilir miyim?
- Yardım etmemin bir sakıncası var mı?
halkın yasal bir duruş sergileme hakkı yok.
Ama ona karşı yapabileceğimiz bir şey var.
Bu uğurda ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Tom'un önemsemeyeceğinden eminim.
Onun hakkında bir şey yapmaya çalıştık.
Herkes bunun için oy verdi. Hiç kimse buna karşı oy vermedi.
Tom önemsemediğini söylüyor.
Belki onun hakkında bir şey yapmalıyız.
Tom gülümsemeye direndi.
Burada uyumamın bir sakıncası var mı?
Herhangi bir itirazınız var mı?
- Pencereyi açmamın bir sakıncası var mı?
- Pencereyi açabilir miyim?
hayatın aleyhine değil, lehine olmak lazım.
Planın lehinde misiniz yoksa değil misiniz?
Sorun onun hakkında ne yapacağımız.
Ve sık sık el yıkama, buna karşı en iyi savunmadır.
Tom'a yardım etmemin benim için sakıncası yok.
Tom yeni işi almaya karşı.
Gitmemin bir sakıncası var mı?
Ona karşı karar verdiğini düşündüm.
- Savaştan taraf mısın, yoksa karşı mısın?
- Savaştan yana mısın, karşı mısın?
- Pencereyi açabilir miyim?
- Pencereyi açmamın sizce bir sakıncası var mı?
Bunu daha sonra tartışıp tartışmamamızın bir sakıncası var mı?
- Bir süre TV izleyebilir miyim?
- Bir süre TV izlememin bir sakıncası var mı?
Burada oturmamın bir sakıncası var mı?
Öte yandan, karanlık ve büyüleyici bir tarafa sahip,
Tüm ağırlığımı veriyorum.
Gece çalışmayı neredeyse tüm işçiler reddetti.
Direnmeliyim.
Bu konuda bir şey yapmayacağım.
Birlikte gelmemin bir sakıncası var mı?
Ciddi olarak. Biz buna karşı bir şey yapmak zorundayız.
Kadınların ezilmesine karşı mücadele etmeliyiz.
Ben ilk önce reddettim.
Tom Amerikan filmlerini seviyor ama Mary Avrupa filmlerini sever.
Eğer Tom bunu yapsaydı umursamazdım.
Onu yapmayı hiç önemsemedim.
Sivrisinekler ısırdı, kaşınıyor. Herhangi bir ilaçın yok mu?
Onun oraya yalnız gitmesine itiraz ediyorum.
Onunda gelmesinin bir sakıncası var mı?
Ona karşı olduğumu size söylemiştim.
Bir mola alabilir miyim?
Ebeveynlerim oraya yalnız gitmeme itiraz ettiler.
Ona bir korkak denilmesine gücendi.
Korkak denilmesine gücendi.
Dişçi şekerleme yemeni istemiyor.
- Kanalı değiştirmemin bir sakıncası var mı?
- Kanalı değiştirebilir miyim.?
Sakıncası yoksa birlikte gelmek istiyorum.
- Kazağımı çıkarmamın bir sakıncası var mı?
- Kazağımı çıkarabilir miyim?
Bu gece burada uyumamın bir sakıncası var mı?