Examples of using "Briefe" in a sentence and their turkish translations:
"Bunlar kimin mektupları?" Onlar Linda'nın mektupları."
Tom mektuplar yazıyor.
Mektuplarını buldun mu?
Bu mektuplar senin için.
- O harflerin stilini karşılaştır.
- O mektupların tarzını karşılaştır.
Mektuplar her gün dağıtılır.
Günümüzde kim mektup yazıyor?
Ben mektup yazmam.
- Bu iki mektubu kim yazdı?
- Bu iki mektubu yazan kimdi?
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Lütfen mektupları yollamayı unutma.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
Mektuplarımı aldın mı?
Bu mektupları göndermek zorundayım.
- Bende senin mektuplarından bir tane var.
- Senin mektuplarından birine sahibim.
Tom üç mektubun hepsini açtı.
Birbirlerine sık sık mektup yazdılar.
Amcam asla mektup yazmaz.
Bana dört mektup yazdı.
O bana dört tane mektup yazdı.
Bu mektupları kim yazdı?
Üç mektup yazdım.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
Benim için bu mektupları postalayabilir misin?
Aşıklar sayısız mektup alışverişinde bulundular.
Lütfen artık bana mektup yazmayın.
O, birkaç mektubu sekreterine dikte etti.
Bir sürü eski mektup attı.
Arkadaşlardan mektup almayı severim.
Bütün o mektupları neden yazdım?
Benim için hiç mektup geldi mi?
Neredeyse her gün mektup yazarım.
Benim için hiç mektup var mı?
Kim iki mektup yazdı?
Sık sık ondan mektup alırım.
Bu mektupları posta kutusuna koyun.
İki mektubu kim yazdı.
O, annesine mektuplar yazar.
Bana böyle uzun mektuplar yazma.
Tom Mary'ye birçok mektup gönderdi.
Mektuplarım eline geçmedi mi?
Bu mektupların saklamaya değdiğini düşünüyor musun?
Marika'dan hiç mektup aldın mı?
O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
Mektuplar ne sıklıkta dağıtılır?
Her sabah postacı mektupları dağıtır.
O neden artık bana mektup göndermiyor?
Tanıdığım hiç kimse artık mektup yazmıyor.
Dün gece üç mektup yazdım.
Bu mektupları hava yoluyla göndermek istiyorum.
Sık sık telefon ederim ama nadiren mektup yazarım.
Marika sana Fince mektuplar yazdı mı?
Şu mektupları benim için gönderebilir misin?
Yatmaya gitmeden önce beş mektup yazdım.
O mektup yazmaktan vazgeçmez.
Mektuplar burada öğle saatlerinde dağıtılır.
Ayda kaç kez mektup yazarsın?
Bu mektupları göndermeme yardım eder misiniz?
Bir sürü eski mektup attı.
Bu mektuplar onun dürüst bir kadın olduğunu gösteriyor.
O, bu sabah bir hayli mektup aldı.
Tom'un Mary'den gelen mektuplarla dolu bir çekmecesi var.
Tom Mary'nin masasına bir grup mektup koydu.
Oğluma mektupları postalattım.
Torunlardan gelen mektuplar mutluluk kaynağıdır.
Uzun süredir kimseye mektup yazmadım.
Gönderdiğin bütün mektupları okudum.
- Bana yazdığın tüm mektupları yaktım.
- Senin bana yazdığın bütün mektupları yaktım.
Ben mektup alamam. Benim bir adresim yok.
Niyetim Tom'a bu mektupları göstermek.
Elimden geldiği kadar sık sık sana mektuplar yazacağım.
Yarın mektupları daktiloyla yazmasını Mary'den isteyeceğim.
Tom Mary'nin mektubunu bize monoton bir sesle okudu.
Yazdığın tüm mektupları yırtıp attım.
Ben mektupları hala elle yazmayı tercih ediyorum.
Tom Mary'nin ona gönderdiği mektupların hepsini sakladı.
Ben sana o mektupların birinden bir pasaj alıntılayacağım.
Bana yazdığın tüm mektupları yırttım.
Mary her zaman Tom'un şiirsel mektuplarını okumaktan büyük zevk aldı.
Annem mektuplar yazmaktan nefret eder.
Bana gönderdiğin mektupları tekrar okuyordum.
Ben hiç tanımadığım bir kişiden mektuplar aldım.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
Lütfen postalamak için sana verdiğim mektuplara pul yapıştırmayı unutma.
Kim postayla mektup gönderir ki? Bu günlerde e-postamız var.
Kim posta yoluyla mektup gönderir ki? Bu günlerde elektronik postamız var.
Annem mektuplar yazmaktan nefret eder.