Examples of using "Besorgen" in a sentence and their turkish translations:
O bir şey almak için dışarı çıktı.
Biraz süt almak zorundayım.
Yeni bir tane almak zorundayız.
Senin için alabileceğim bir şey var mı?
Bize biraz daha buz getirebilir misin?
Tom, bize biraz su getirir misin?
Lütfen uygun fiyatlı gidiş-dönüş biletlerini bulmaya çalışın.
İnşaat ruhsatı almam gerekecek.
Niçin yiyecek bir şey almaya gitmiyoruz?
Gerçek bir işe girmelisin.
İhtiyaç duyduğunuz her şeyi size alabilirim.
Benim için bu nadir kitabı bulabilir misin?
Biz çocuklar için noel hediyesi almaya başlamalıyız.
- Bugünün işini yarına bırakma!
- Bugünün işini yarına erteleme!
Parti için bir fıçı bira alacağız.
Belki sen ve ben yiyecek bir şey almalıyız.
Eve giderken senin için bir şey almam gerekiyor muydu?
Tom ihtiyacımız olan şeyi bize alabileceğini söyledi.
Sana bir bilet almayı deneyebilirim.
- Bugünün işini yarına bırakma.
- Bir şeyi ertelemek, onu yapmamak demektir.
Kendinize başka bir avukat bulmanızı kuvvetle öneriyorum.
İhtiyacın varsa sana bir battaniye getirebilirim.
- Tom, Mary'ye çiçek alacaktı, ama unuttu.
- Tom'un Mary için çiçek alması gerekiyordu ama unuttu.
Tom istediğini alabildi gibi görünüyor.
Eğer gitmek istersen Tom'un konseri için birkaç bilet satın alabilirim.
Yiyecek bir şey istiyorsan onu kendin alman gerekecek.
Kendinize uygun bir takım elbise alın.
Sana bu hediyeyi satın almak için çok çalıştık.
Yarın bir tane almak zorundayım.
Bir şişe viski alalım.
- Sana göze alabileceğimiz en iyi avukatı tutacağız.
- Sana, gücümüzün yettiği en iyi avukatı tutacağız.
Ailemi beslemek için yeterli yiyecek almaya zar zor gücüm yetiyor.
- Sana gerekli tüm bilgiyi temin edeceğim.
- Size gerekli tüm bilgiyi sağlayacağım.
Bana yiyecek bir şey al.
Bu geceki parti için ihtiyacımız olan her şeyi satın almak için üç kez markete gittim.
O sana ihtiyacın olan şeyi bulacak.