Translation of "Belastet" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Belastet" in a sentence and their turkish translations:

Tom war so mit Arbeit belastet, dass er das Essen vergessen wird.

- Tom işle o kadar doluydu ki yemek yemeyi unutacaktı.
- Tom işle o kadar çok meşguldü ki yemek yemeyi unutacaktı.

Lasst los, was eure Seele belastet. Loslassen ist nicht anstrengend, sondern wirkt befreiend!

Ruhunuza yük ne varsa ondan kurtulun, bırakmak zor değil bilakis dertlerden kurtarır.

Wenn Sie Ihr Gehirn noch nicht belastet haben, werden Sie im Moment keine Müdigkeit spüren.

Eğer ki beyninizi zaten zorlamadıysanız şu an bir yorgunluk hissetmiyeceksiniz

Es ist sehr unwahrscheinlich, dass Toms Kinder in irgendeiner Weise von ihm erblich belastet wurden.

Tom'un çocuklarının ondan bir şey miras alması çok zayıf bir olasılıktır.