Examples of using "Jahre" in a sentence and their turkish translations:
Yıllar geçti.
Kırk yıl geçti.
1000 yıl sonra
- On iki yaşındayım.
- 12 yaşındayım.
Ben kırk beş yaşındayım.
- Ben 24 yaşındayım.
- 24 yaşındayım.
- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.
On yıl sonra 2014 yılında
hababam sınıfı yılları başladı
On yıl geçti.
- Yıllar geçip gitti.
- Yıllar geçti gitti.
- Seneler geçip gitti.
- Seneler geçti gitti.
O yıllar alabilir.
O yirmi yıl sürdü.
Yıllar ne çabuk geçiyor.
Yıllarca orada yaşadı.
Savaş üç yıl sonra başladı.
- Az sayıda kişi yüz yaşına kadar yaşar.
- Çok az kişi yüz yaşına kadar yaşıyor.
Babam elli yaşında.
Onun arabası iki yaşında.
- Tom'a üç yıl Fransızca öğrettim.
- Ben Tom'a üç yıl Fransızca öğrettim.
- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.
- Ben on sekiz yaşındayım.
- 18 yaşındayım.
On yıldır hapishane müdürüydüm.
Şu evler 500 yıllıktır.
Dört yıl çabuk geçti,
40 yıl veya daha uzun bir süre.
Fakat Darwin'in mektubundan 100 yıl sonra,
inşaatı 5 yıl sürdü
Dava çok uzun yıllar sürdü
Amerika'da 1884 yılında
göbeklitepe ise 12.000 yıllık
30 yaşındayım
Seksen yaşındayım.
Helen on yedi yaşında .
O zamandan beri üç yıl geçti.
- Savaş iki yıl sürdü.
- Savaş iki sene sürdü.
Onlar en mutlu oldukları yıllardı.
O doksan yaşına kadar yaşadı.
27 yaşındayım.
Bir asır yüz yıldır.
O, doksan yaşına kadar yaşadı.
Ben seksen beş yaşındayım.
Ben 45 yaşındayım.
Laurie yirmi yaşındadır.
Orta çağ 1.000 yıl sürdü.
34 yaşındayım.
- Ben 19 yaşındayım.
- On dokuz yaşındayım.
- 19 yaşındayım.
Tom yıllarca orada yaşadı.
O beş yaşında.
Ben üç buçuk yıl yoktum.
Tom otuz yaşında.
Ben on altı yaşındayım.
O zamandan beri on yıl geçti.
O otuz bir yaşında.
Muriel yirmi yaşında.
Ben on iki yaşındayım.
Kırk yaşındayım.
Ben yirmi beş yaşındayım
O yirmi yaşında.
Tom 13 yıldır polisti.
17 yaşında mısın?
Tom yıllarca tek başına yaşadı.
Yakında otuz olacağım.
On yıl daha çabucak geçti.
O on bir yaşında.
O yüz yaşında.
O yüz yaşında.
20 yaşındayım.
Tom 90 yaşına kadar yaşadı.
O zamandan beri iki yıl geçti.
Savaş dört yıl sürmüştü.
O, seksen yaşına kadar yaşadı.
Yetmiş yaşına kadar yaşadı.
Bronisław 18 yaşında.
Tom 97 yaşına kadar yaşadı.
Tom 93 yaşına kadar yaşadı.
Ben yirmi yaşındayım.
Tom üç yaşında.
Seneler nereye kayboldular ?
Tom üç yıl orada kaldı.
Mozart 1791'de öldü.