Translation of "Drittel" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Drittel" in a sentence and their turkish translations:

Zwei Drittel seiner Wahrnehmung

Bilişinin üçte ikisi

Ein Drittel der Gletscher schmelzen würden.

buzulların üçte biri erimiş olacak.

Ein Drittel der Erdoberfläche ist Wüste.

Dünya yüzeyinin üçte biri çöldür.

Ein Drittel von neun ist drei.

Dokuzun üçte biri üçtür.

Die Stadtbevölkerung schrumpfte um ein Drittel.

Şehrin nüfusu üçte bir oranında düştü.

Würden ganze zwei Drittel unserer Gletscher verschwinden.

buzullarımızın üçte ikisi yok olabilir.

Aus fossilen Brennstoffen um ein Drittel reduzieren.

üçte birini atmosfere dengeleyebilir.

Zwei Drittel der Studenten kamen zur Besprechung.

Öğrencilerin üçte ikisi toplantıya geldi.

Ein Drittel ist weniger als ein Halb.

Üçte bir yarımdan daha azdır.

Zwei Drittel der Studenten kamen zum Treffen.

Öğrencilerin üçte ikisi toplantıya geldi.

Sagen zwei Drittel aller Einwohner der USA: "Nie."

Birleşik Devletler genelindeki insanların üçte ikisinin cevabı "Hayır" oldu.

Zwei Drittel aller Säugetiere im Regenwald sind nachtaktiv.

Yağmur ormanı memelilerinin üçte ikisi gececidir.

Zwei Drittel der Erdoberfläche sind mit Wasser bedeckt.

Dünya yüzeyinin üçte ikisi su ile örtülüdür.

Nur ein Drittel der Mitglieder erschien zur Versammlung.

Sadece üyelerin üçte biri toplantıya geldi.

- Heute ist nur ein Drittel der Schüler zum Unterricht gekommen.
- Heute kam nur ein Drittel der Schüler zum Unterricht.

Bugün öğrencilerin sadece üçte biri sınıfa geldi.

Etwa ein Drittel der Tiere stirbt im ersten Monat.

Üçte biri, bir ayını doldurmadan ölecek.

Speichern etwa ein Drittel der globalen Kohlenstoffreserven im Boden.

küresel toprak karbon rezervlerinin üçte birini depolar.

In vier Tagen wurden zwei Drittel von Moskau zerstört.

Dört gün içinde Moskova'nın üçte ikisi yok olmuştu.

Einige Infanteriebataillone konnten nur ein Drittel ihrer Stärke aufbringen.

Bazı piyade taburları sadece toplanabilir güçlerinin üçte biri.

Ungefähr ein Drittel der Oberfläche der Erde ist Land.

Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.

In Brasilien liegt ein Drittel der Regenwälder der Welt.

Brezilya, dünyadaki yağmur ormanlarının üçte birine sahiptir.

Zwei Drittel der Studenten in dieser Schule sind männlich.

Bu okulun öğrencilerinin üçte ikisi erkektir.

Zwei Drittel der Angestellten in dieser Firma sind Ingenieure.

Bu şirketteki çalışanların üçte ikisi mühendistir.

Dass ein Drittel des Eises der Hindukusch Berge im Himalaya,

Hindukuş Himalaya dağlarındaki buzun üçte birinin

Sie fressen ein Drittel der Schlüpflinge, die im Meer ankommen.

Denize ulaşan yavruların üçte birini kapacaklar.

Dieser Fluss hat etwa ein Drittel der Länge des Shinano.

Bu nehir Shinano'nun yaklaşık üçte biri kadar uzun.

Es ist nun bewiesen, dass ein Drittel der Gepardenjagden nachts erfolgt.

Çitaların üçte bir oranda geceleri ava çıktığı artık kanıtlandı.

Kaum ein Drittel der Bevölkerung dieses Landes hat Zugang zum Internet.

Ancak bu ülkedeki nüfusun üçte biri Internet'e erişiyor.

Ein Drittel der Kinder, die vor ihrem fünften Lebensjahr sterben, sind unterernährt.

5 yaşından önce ölen çocukların üçte biri yetersiz beslenmeden ölüyor.

Mehr als ein Drittel der Weltbevölkerung lebt in der Nähe einer Küste.

Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.

Sie müssen ihr Gewicht um ein Drittel erhöhen, um den Winter zu überstehen.

Kışı atlatabilmek için vücut ağırlıklarını üçte bir arttırmaları gerek.

In nur sechs Wochen leidet die russische Armee fast ein Drittel einer Million Opfer.

Rus ordusu sadece altı hafta içinde acı çekti yaklaşık bir milyon kayıp verildi.

Verluste sind entsetzlich - bis zum Ende der Krieg ein Drittel der serbischen Armee wurde getötet

Kayıplar korkunç - sonuna kadar savaş Sırbistan ordusunun üçte biri tarafından öldürüldü

Tom hat sich eine Tüte Äpfel gekauft und an einem Tag ein Drittel davon verspeist.

Tom bir çanta elma satın aldı ve bir günde bunların üçte birini yedi

Aufgrund der Lichtverschmutzung ist es einem Drittel der Menschheit nicht vergönnt, die Milchstraße zu sehen.

Işık kirliliği, insanlığın üçte birinin Samanyolu'nu görmesini engeller.

Ungefähr ein Drittel dieser Krankheiten ist heilbar, aber die anderen können ernst, ja sogar tödlich sein.

Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.

Wenn du mit dem Bus fährst, brauchst du für die Strecke nur ungefähr ein Drittel der Zeit.

Otobüsle giderseniz, yaklaşık olarak zamanın yaklaşık üçte birine oraya gidebilirsiniz.

Durch Lichtverschmutzung ist es einem Drittel der Menschen auf der Erde nicht möglich, die Milchstraße zu sehen.

Işık kirliliği, dünyadaki insanların üçte birinin Samanyolu'nu görmelerini engeller.

Eisbären setzen ihre enorme Kraft ein, um das Eis zu durchbrechen. Aber mindestens zwei Drittel der Jagden enden erfolglos.

Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.

Der Merkur ist nur etwa zu einem Drittel so groß wie die Erde; er ist kleiner als jeder andere Planet.

Merkür Dünya'nın sadece yaklaşık üçte biri büyüklüğündedir. Bu başka bir gezegenden daha küçüktür.