Examples of using "Würden" in a sentence and their turkish translations:
basketbol çok oynamazdık ama futbol oynardık
piyanomun 88 tuşuna koşar oldum.
ne demek istediğimi anlarsınız.
Biz yardım etmek isteriz.
Lütfen benimle gelir misin?
Ne yapardık?
Fakat siz bir zaman makinesi yapsaydınız bunu söyler misiniz?
Sizinle çalışmak istiyoruz.
Senin için yalan söyleyecek insanlar, sana da yalan söylerler.
Onlar bizsiz ne yaparlardı?
Onun hakkında bilmek istiyoruz.
Ve onlar saklambaç oynardı.
Herkes kaybolacağımızı düşündü.
Lütfen bana izin verir misiniz?
Şimdi ne yapardınız?
Onlar nasıl öğrenirdi?
Bu kağıdı imzalar mısın?
Birçok insan sizinle aynı fikirde olurdu.
Hangi gazeteyi tercih edersiniz?
Bunu nasıl halledeceğiz?
tercihen iyi bir gün mü geçirmek istersiniz,
Aynı yatağı ve evi paylaşacaktık,
buzulların üçte biri erimiş olacak.
başka bir şeye odaklanmalarını istedik.
Bugün ortadan kaybolsak
yine de bizi dışlamazlardı yahu
hani böyle top atarlardı
Bakar bakar mutlu olurduk.
Lütfen pencereyi açar mısın?
Bagajımı yukarı taşır mısın?
Tuzu bana uzat, lütfen?
Beni istasyona kadar götürebilir misiniz?
Lütfen kapıyı kilitler misin?
Lütfen daha sonra tekrar gelir misin?
Tom'u hayal kırıklığına uğratmak istemiyoruz.
Beraber kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm.
Lütfen bu kitabı imzalar mısınız?
Bayım, biz sipariş vermek için hazırız.
Kazanacağımızı biliyordum.
Bir tane alacağımızı söyledim.
İnsanlar ne düşünür?
Bu valizi muhafaza eder misiniz?
Bana bazı yüzükler gösterir misiniz?
Onu yapmak bizim için çok uzun sürmezdi.
Tatlı sipariş etmek ister misin?
Bir menü alabilir miyiz, lütfen?
Biraz kendimize zaman ayırmak istiyoruz.
Lütfen bu formu doldurur musun?
Bu kitap üzerinde imzanızı alabilir miyim?
Lütfen pencereyi kapatır mısın?
Onlar dövüşmeyeceklerini söylediler.
Lütfen bu belgeyi imzalar mısın?
bazen bize de şans verseler neler yaparız diye düşünmüyor muyuz
Bana baktıklarında neler yapabileceğimi göreceklerdi.
buzullarımızın üçte ikisi yok olabilir.
Size daha çok yulaf lapası,
Breakthrough Starshot'ın uygulanmasına devam etmezler.
Bir erkeğin, başkasının kalbini
mutlaka ama her gün bunu duyardık yahu
Bana tuzu uzatır mısın, lütfen?
Bana pasaportunuzu gösterir misiniz, lütfen?
Lütfen bana bir taksi çağırır mısın?
Bir cevaba minnettar olurduk.
Senpai, bana biraz yumuşak dondurma alır mısın?
Partime gelmek ister misin?
Onların onu nasıl yapacağını düşünüyorsunuz?
Lütfen bana biberi uzatır mısın?
Hangisini tavsiye edersin, spagetti mi yoksa pizza mı?
Bavulu bana verir misiniz lütfen?
Ben arkadaş olacağımızı biliyordum.
Lütfen bana o eteği gösterir misin?
- Bunun ne olduğunu açıklar mısınız?
- Bunun ne olduğunu açıklar mısın?
Adını buraya yazacak mısın?
Onlar İngilizlerin kazanmasını umuyorlardı.
Lütfen bu evraklara bir göz atar mısın?
Az sayıda fil Avrupa'ya gitmek için gönüllü olurdu.
O durumda ne yapardın?
Köpeklerin bize havlayacağını biliyorduk.
Aksine devlete götürseler aslında çok daha büyük paralar alacaklardı
Biz bir kanepe satın almak istiyoruz.
Bizi ziyaret ederseniz çok memnun oluruz.
Tom ve Mary'nin evleneceklerini her zaman düşündüm.
Güneş olmasa hepimiz ölürüz.
Muhtemelen 'Pizza alalım,' 'Restorana gidelim,' 'Evde pişirelim'
Belki de bana bir şans vereceklerdi.
camiye değil eve koşardık
hemen televizyon başına geçip bu şekilde izlerdik
aklın bir anda çıkıp gideceğini düşünürlerdi
Çoğu nihayetinde harabeye dönüşecekti.
Bizim büyük ebeveynlerimiz hafta sonlarında bizi görmeye gelirlerdi.
Gerçek olsa, ne yaparsın?
Lütfen bu mektubu havayolu ile postalar mısınız?
Bu ürünü Japonya'da dağıtmak istiyoruz.
Lütfen bana bir fincan kahve koyar mısınız?
Burada rahat olacağımızı düşündüm.
Ben Tom'a geç kalacağımızı söyledim.
Affedersiniz, bana sürücü belgenizi gösterebilir misiniz?
İkimiz de gerçekten partinize gelmek istiyoruz.
Lütfen gider misiniz?