Examples of using "Ganze" in a sentence and their turkish translations:
Bütün sınıf sessizdi.
Lütfen bütün hikayeyi oku.
Bütün et kokmuştu.
Bütün ülke karla kaplıydı.
Bütün bu yaygara ne için?
Bütün likör nerede?
tüm konsept yerle bir olabilir.
Bütün grup gülüyor.
Bütün bina sarsıldı.
Bunların hepsini yak.
Bütün gece boyunca kutlama yaptık.
Bütün parayı bana ver.
Biz ülke çapında seyahat ettik.
O sürekli konuşuyordu.
Tom bütün gece boyunca bağırdı.
Bütün gece burada mıydın?
Bütün kitabı okudun mu?
Sabaha kadar ağladım
Bütün hafta yalnız mıydınız?
Toplam on doları buldu.
Ben bütün işi yaptım.
Tüm gece boyunca dans ettik.
O, tüm dünyayı gezdi.
Tom bütün gece uyanık kaldı.
işte büyük tablo bu
Ve bütün elimi kapladı.
Onun bütün ailesi öyledir.
Her zaman yağmur yağıyor.
Tüm para bitti.
- O, her zaman sessizdi.
- O her zaman sessizdi.
Ben bütün işi yaparım.
O, bütün gece çalışır.
Ben hikayenin tamamını biliyorum.
- Tom bütün gece konuşmayı sürdürdü.
- Tom bütün gece konuştu.
- O mutlu görünüyordu.
- Keyfi yerinde görünüyordu.
- Yüzünde güller açıyordu.
O, sürekli olarak ağlamayı sürdürdü.
Bütün ulus barış istiyor.
O bütün gece çalışır.
Bütün dünya Brezilya'yı sever.
Tom bütün gece çalışır.
O sürekli konuşuyordu.
Ben tam on mil yürüdüm.
Mutlu görünüyordu.
Sıfır tam sayıdır.
Tüm kasaba kablolu TV'ye sahip.
Bütün ülke karla kaplıydı.
Bütün sistem bozuk.
Bütün ülke bunun hakkında konuşuyor.
Bu gürültü de neyin nesi?
Tüm hikaye o.
Tüm yiyecek bitti.
- Bütün dünya izliyor.
- Tüm dünya izliyor.
Dünya izliyor olacak.
Bütün hafta yağdı.
Tüm kasaba bunu konuşuyor.
Bütün gece ağladı.
Bütün bu zaman neredeydin?
Kasırga bütün köyü mahvetti.
Köpekler bütün gece havladılar.
Onlar bütün gece boyunca dans etti.
O bütün gece dans etti.
Ben bütün gece boyunca ağladım.
Bütün gece içtik.
O, tüm ülkeyi seyahat etmeyi planlıyor.
Bütün gece evdeydim.
Yağmur bütün gece devam etti.
Bütün bu parayı nereden aldın?
Tüm operasyonu riske atabilirdin.
Bunca zaman Tom'la birlikte miydin?
Tom genellikle bütün gece ayakta kalır.
O bütün gece kitap okudu.
Bana bütün gerçeği söylemiyorsun.
Yağmur gece boyunca sürdü.
Ve bu insanı çok hızlı yoruyor.
Bütün problemi anlamak istiyordum.
tüm gezegen önünde sonunda acı çeker.
bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.
Bu tüm proje özgün oldu--
bir anda tüm dünyayı sarıverdi
Tom bütün gece çalıştı.
Yağmur gece boyunca sürdü.
Bütün duvar boyunca karalamalar vardı.
Bebek bütün gece ağlamaya devam etti.
Yıldızlar her zaman parladı.
Bina bütün kasabaya yukarıdan bakıyor.
Bütün paket ne kadar?
On kadar kitap yazdı.
Onlar bütün gece uyumadılar.
Bütün gece uyumadan uzandı.
- Ben bütün gece çalıştım.
- Bütün gece çalıştım.