Translation of "Vision" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Vision" in a sentence and their turkish translations:

J'ai eu une vision.

Bir vizyonum vardı.

J'ai une vision normale.

Normal bir görme yeteneğim var.

Tom eut une vision.

Tom bir vizyon gördü.

La vision est la clé.

Kilit duyu, görmedir.

C'est une vision trop optimiste.

- Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
- O, çok fazla iyimser bir bakış.
- Pollyannacılık bu.

J'ai fait contrôler ma vision.

Gözlerimi kontrol ettirdim.

Votre vision est-elle mauvaise ?

Gözlerin kötü mü?

Serait-ce une vision de l'avenir ?

Bu, bir gelecek vizyonu olabilir mi?

J'ai changé de vision sur le comique.

komediye dair anlayışımda bir değişim oldu.

Ce n'était pas la vision d'une Amazone

Bu bir Amazon kadının

Mon humour, ma vision de la vie.

mizah anlayışım, bakış açım...

Mais avec une si mauvaise vision nocturne,

Ama gece iyi göremediklerinden...

Sans avoir une vision du monde complète.

kendi bakış açılarını da iyi sunmuyorlar.

Porter des lunettes devrait corriger ta vision.

Gözlük takmak görüşünüzü düzeltmeli.

Les nuages mettent sa vision nocturne à l'épreuve.

Bulutların gelmesiyle gece görüşü sınırlanıyor.

La scène du meurtre était une vision macabre.

Cinayet yeri korkunç bir manzaraydı.

Mais il nous faut une vision d'un avenir meilleur --

Fakat daha iyi bir gelecek vizyonuna ihtiyacımız var.

Et ma vision sur l'aspect mental de nos performances.

ve performansın zihinsel yönü hakkındaki düşüncelerimi sonsuza kadar değiştirdi.

Leur vision nocturne n'est pas meilleure que la nôtre,

Gece görüşleri bizimkinden iyi olmasa da...

Il manque une vision à long terme pour l'Europe.

Avrupa için uzun dönemli bir vizyon eksikliği var.

Il a une vision de la vie très matérialiste.

Onun hayata çok materyalist bir bakış açısı vardır.

Et d’obscurcir notre vision d'un avenir meilleur et plus prometteur.

ve daha iyi ve parlak bir gelecek görüşümüzü karartmasına izin verdik.

Leur vision nocturne ne serait guère meilleure que la nôtre,

Gece, en fazla bizim kadar gördükleri düşünülür.

Sa vision nocturne est bien supérieure à celle d'un capybara.

Gece görüşü kapibaranınkinden çok daha iyidir.

La chirurgie laser peut corriger certains problèmes de la vision.

Lazer cerrahisi bazı görme sorunu türlerini onarabilir.

- Je n'oublierai jamais cette vision.
- Je n'oublierai jamais ce spectacle.

Görüntüyü asla unutmayacağım.

Mais la vision des grenouilles est adaptée à cette longueur d'onde.

Fakat kurbağaların görüşü florışı dalga boyuna mükemmel şekilde uyumlanmış durumda.

Je pense que nous ferons un film avec une vision absurde

saçma sapan görselliği sıfır bir film yaparız diye düşünüyorum

C'est que cela implique une vision de l'avenir qui est globalement établie.

geleceğin aslında belirlenmiş olduğuyla ilgili bir görüşü işaret eder.

Le vent l'empêchant d'entendre, elle doit compter sur son excellente vision nocturne.

Rüzgâr yüzünden ses duyamadığından sıra dışı gece görüşüne sarılmalı.

Ils ont sacrifié la vision des couleurs au profit de la photosensibilité.

Işığa duyarlılık uğruna renkli görmeyi feda etmişlerdir.

Je pense que nous serons capables de réaliser la vision de Coretta Scott.

o zaman bence Coretta Scott'un vizyonunu gerçekleştirebiliriz.

Mais Saladin le peut. Et il voit maintenant devant lui une grande vision.

Fakat Saladin yapabilir. Ve şimdi önünde büyük bir vizyon görüyor.

Leur vision supérieure et leur agilité confèrent l'avantage aux faucons pendant la journée.

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

Les effets secondaires possibles incluent des troubles de la vision et un souffle court.

Olası yan etkiler arasında bulanık görme ve nefes darlığı bulunmaktadır.

- Jamais je n'ai eu de plus belle vision.
- Je n'ai jamais rien vu d'aussi beau.

Daha güzel bir manzara hiç görmedim.

La mort n'est qu'un horizon. Et un horizon n'est qu'une frontière de notre champ de vision.

Ölüm sadece bir ufuktur. Ve bir ufuk sadece görüş alanımızın sınırıdır.

Sept fois plus lourds qu'un guépard, et avec une vision six fois plus sensible que la nôtre,

Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.

Sa vision nocturne est sept fois supérieure à celle d'un cochon. Ils ignorent le danger qui approche.

Gece görüşü domuzunkinden yedi kat daha iyi. Yaklaşmakta olan tehlikeden bihaberler.

La mort n'est qu'un horizon ; et un horizon n'est rien si ce n'est la limite de notre vision.

Ölüm sadece bir ufuktur ve bir ufuk bizim görüş limitimiz hariç hiçbir şeydir.

Il prit part à cette organisation à but non lucratif pour contribuer à ce que sa vision du monde devienne réalité.

Onun dünya görüşünü gerçekleştirmesine yardımcı olmak için bu kar amacı gütmeyen organizasyonun bir parçasını aldı.

La nouvelle tendance pour boire une vodka est de la mettre directement dans l'œil. Cependant cela risque d'endommager grièvement votre vision.

Votka içmek için yeni moda tarzı onu doğrudan göz yuvasına dökmektir. Ancak, böyle yapmak ciddi olarak görüşünüze zarar verebilir.

- Vos projets ne se concrétiseront jamais si vous ne leur donnez pas un cadre plus réaliste.
- Vos projets demeureront lettre morte si vous ne les rendez pas plus réalistes.
- Vos projets n'aboutiront jamais si vous n'adoptez pas une vision plus réaliste.

Planlarını daha gerçekçi yapmazsan asla sonuç elde edemezsin.