Examples of using "Trous" in a sentence and their turkish translations:
Şu deliklerden aşağı bakalım.
- Çukurları daha derin yaptın.
- Çukurları daha derinleştirdin.
Porsuklar derin çukurlar kazarlar.
Zeminde çukurlar var.
Çatıda delikler var.
- Kutunun içinde delikleri var.
- Kutunun içinde delikler var.
Kara delikler ve solucan delikleri bunların kısa yolu gibi bir şey yani kısa yol sekmesi gibi yine
Şöyle dediler: "Şimdi diğer dokuz delikte de oynayacağız."
zaman içinde yaptıkları kazılar dev çukurlar oluşturmuş.
Bu bir sanatçının iki karadelik çarpışması yorumu,
Onun giysilerinde delikler var.
Bunlar kurşun delikleri.
Solucan delikleri uzay gemilerinin galaksi boyunca seyahat etmesine izin verir.