Translation of "Tranchant" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Tranchant" in a sentence and their turkish translations:

C'est une épée à double-tranchant.

- İki ucu keskin kılıç.
- İki ucu keskin bıçak.

Choisir le rocher tranchant était une erreur

Keskin kayayı seçmek aslında bir hataydı

Mais la nuit est à double tranchant.

Ama gecenin olumsuz yanları da var.

Ses mots d'un ton tranchant ont gelé l'atmosphère.

Sözlerinin keskin tonu, atmosferi soğuttu.

Je veux la protéger de ce bord tranchant. Parfait.

Korumak istediğim sivri kısım da burası. Pekâlâ.

Une langue acérée est le seul outil tranchant qui s'aiguise à l'usage.

Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır.