Translation of "Règne" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Règne" in a sentence and their turkish translations:

La tyrannie règne partout.

- Zorbalık her yerde.
- Her yerde zorbalık var.

La pauvreté règne partout.

- Yoksulluk her yerde.
- Her yerde yoksulluk var.

C'est le règne des dinosaures.

dinozorların nasıl bu kadar başarılı olduğudur.

La panique règne sur le Titanic.

Titanikte panik hüküm sürer.

Qui règne maintenant sur les Parthes, les Chorasmiens.

şimdi Partileri, Korasmileri yöneten

Il règne un chaos effroyable dans le salon.

Oturma odasında korkunç bir kaos hüküm sürüyor.

Dans mon pays règne un niveau choquant d'ignorance en mathématiques.

Benim ülkemde, şok edici bir düzeyde matematiksel cehalet var.

Le règne de Louis XIV a duré soixante-douze ans.

XIV. Louis'nin hükümdarlığı yetmiş iki yıl sürdü.

Au cours du règne de Napoléon, il reçut de l'Empereur des

Napolyon'un hükümdarlığı süresince, İmparator'dan her yıl bir milyon frangı aşan

- Le mystère prévaut.
- Le mystère l'emporte.
- Le mystère règne.
- Le mystère domine.

Gizem galip gelir.

Et, depuis, elle a développé la vue la plus complexe du règne animal.

Bu süre zarfında... ...hayvanlar âlemindeki en karmaşık görme yetisini geliştirdi.

Akhras, Asma al - Assad de la naissance au règne de l' athée le

Akhras, Esad'ın doğumundan iktidara gelene kadar,

Comment vit-on dans un pays ou ne règne aucune liberté de la presse ?

İnsan basın özgürlüğünün olmadığı bir ülkede nasıl yaşar?

C'est sous le règne de Nur ad-Din que Saladin commence sa montée en puissance.

Selehaddin'in yükselişi ise Nureddin'in zamanında başlar.

- Il y a une atmosphère amicale dans l'entreprise.
- Il règne une atmosphère amicale dans le bureau.

Büroda samimi bir atmosfer var.

Entre les fabricants de ce que l'on nomme « l'électronique grand public » règne une concurrence impitoyable, à mort.

"Tüketici elektroniği" denen üreticiler arasında acımasız bir rekabet vardır.