Examples of using "Salon" in a sentence and their turkish translations:
Tom oturma odasında.
Tom tekrar oturma odasına gitti.
Salonumda sürekli dans ederim.
Misafirler oturma odasında.
Oturma odamda geniş pencereler var.
Oturma odasına geri gittik.
Beni kulise götürdü.
- Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
- Oturma odası, yemek odasına bitişiktir.
- Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.
Tom oturma odasını temizlemek için söz verdi.
Kim oturma odasında piyano çalıyor.
Ziyaretçilerimiz oturma odasında oturuyor.
Biz oturma odasında dinlendik.
Annem güzellik salonuna gitti.
Yeni evimdeki oturma odası çok büyük.
Bu bizim tek gösterimiz.
Oturma odasında korkunç bir kaos hüküm sürüyor.
Oturma odanda oturarak İsa olamazsın.
Ben kitabı oturma odasındaki masanın üstüne koydum.
Şehirde çok yeniyim ve birden kendimi
O, oturma odasında yüce İsa'nın bir resmine sahip.
Ne mutfakta ne de oturma odasında.
Küçük erkek kardeşim oturma odasında çırılçıplak koştu.
Tom ve Mary oturma odasındaki mobilyaları yeniden düzenlediler.
Biz silah atışı duyduğumuzda oturma odasındaydık.
televizyon ekranını bazen zorlukla görürdük.
Kendisini ziyaret ettiğimde, Milo oturma odasındaydı.
Oturma odasındaki herkes televizyon izliyor.
Oturma odasında uzun tüylü bir halı var.
Haftada en az bir kez güzellik salonuna gider.
Tom'un karısı o, oturma odasında sigara içtiğinde bundan hoşlanmıyor.
Zamanımın çoğunu oturma odamda dans ederek geçiririm.
Televizyon ve VHS, sporu ve dramayı salonumuza getirdi.
Üç yatak odası, bir mutfak, bir yemek odası, bir oturma odası ve bir banyosu var.
Odada bir piyano vardı ama hiç kimse onu çalmıyordu.