Translation of "Quarantaine" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Quarantaine" in a sentence and their turkish translations:

Et le mettre en quarantaine

Ve karantina altına alınmasını sağlayın

Il a passé la quarantaine.

Kırk yaşın üzerindedir.

Il doit avoir la quarantaine.

- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.

Mon oncle a la quarantaine.

- Amcam kırklarında.
- Dayım kırklarında.

Et si vous manquez de quarantaine

Ve karantinaya girmekten kaçıyorsanız

Elle doit avoir la quarantaine environ.

- O kırk ya da yaklaşık olmalı.
- Yaşı kırkın üstünde olmalı.

C'est l'antithèse de ce qu'est une quarantaine.

Bu, karantinanın tam tersi.

La quarantaine n'est pas une mauvaise chose car

Karantina kötü bir şey değildir çünkü

Ce n'est pas un épouvantail que cette quarantaine

Ya öcü değil ki bu karantina

Mais si vous avez une situation de quarantaine

Ama karantina gerektiren bir durumunuz varsa

- Selon vous, qu'est-ce qui est le plus fatigant en quarantaine ?
- D'après toi, qu'est-ce qui est le plus lassant en quarantaine ?

Karantinada sizi en çok yoran şey ne?

Le contact sera mis en quarantaine pour tout le monde

Temasta bulunduğu herkeste karantina altına alınacak

Il nous a montré la quarantaine comme un croque-mitaine

Bize karantinayı öcü gibi gösterdi

Entrer en quarantaine n'est ni une honte ni un péché

Karantinaya girmek ne ayıptır, ne de günahtır

Même ceux qui sont vraiment malades ne veulent pas entrer en quarantaine

Gerçekten hasta olan bile karantinaya girmek istemiyor

Peut-être est-ce que je traverse ma crise de la quarantaine.

Belki bir orta yaş krizine giriyorum.

Quel genre de précaution était-ce sans même créer une zone de quarantaine?

Karantina bölgesi bile yapmadan nasıl bir önlemdi acaba?

La ville a été contaminée par le virus et est maintenant en quarantaine.

Kasabaya virüs bulaştı ve şimdi karantinaya alındı.

Maman, si nous sommes en quarantaine, on peut au moins se faire des dîners, non?

Anne, karantinaya alınırsak, en azından yine de akşam yemeği partisi düzenleyebiliriz, değil mi?

Tout le monde s'est mis en quarantaine à la maison. Ensuite, toutes les rues ont été désinfectées.

Herkes evinde kendini karantinaya aldı. Daha sonrasında bütün sokaklar dezenfekte edildi.