Examples of using "Quarantaine" in a sentence and their turkish translations:
Ve karantina altına alınmasını sağlayın
Kırk yaşın üzerindedir.
- O yaklaşık olarak 40 yaşında.
- O aşağı yukarı 40 yaşında.
- O takriben 40 yaşında.
- Amcam kırklarında.
- Dayım kırklarında.
Ve karantinaya girmekten kaçıyorsanız
- O kırk ya da yaklaşık olmalı.
- Yaşı kırkın üstünde olmalı.
Bu, karantinanın tam tersi.
Karantina kötü bir şey değildir çünkü
Ya öcü değil ki bu karantina
Ama karantina gerektiren bir durumunuz varsa
Karantinada sizi en çok yoran şey ne?
Temasta bulunduğu herkeste karantina altına alınacak
Bize karantinayı öcü gibi gösterdi
Karantinaya girmek ne ayıptır, ne de günahtır
Gerçekten hasta olan bile karantinaya girmek istemiyor
Belki bir orta yaş krizine giriyorum.
Karantina bölgesi bile yapmadan nasıl bir önlemdi acaba?
Kasabaya virüs bulaştı ve şimdi karantinaya alındı.
Anne, karantinaya alınırsak, en azından yine de akşam yemeği partisi düzenleyebiliriz, değil mi?
Herkes evinde kendini karantinaya aldı. Daha sonrasında bütün sokaklar dezenfekte edildi.