Translation of "Prochain" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Prochain" in a sentence and their turkish translations:

Son prochain livre va sortir le mois prochain.

Yeni kitabı önümüzdeki ay çıkacak.

Réessayez lundi prochain.

Önümüzdeki Pazartesi bizi tekrar deneyin.

Aime ton prochain.

Komşunu sev.

À mercredi prochain.

Önümüzdeki çarşamba görüşürüz.

Mercredi prochain conviendra.

Gelecek çarşamba iyi olacak.

Lundi prochain et mardi prochain seront deux jours fériés consécutifs.

Gelecek pazartesi ve salı art arda tatil.

- Je le verrai vendredi prochain.
- J'irai le voir vendredi prochain.

Önümüzdeki cuma onu göreceğim.

- Que fais-tu lundi prochain ?
- Que faites-vous lundi prochain ?

Önümüzdeki pazartesi ne yapıyorsun?

- Que fais-tu l'été prochain ?
- Que faites-vous l'été prochain ?

Gelecek yaz ne yapıyorsun?

Le prochain concept, « dualité » --

Sıradaki kavram "İki-lik" kavramı,

L'école commence lundi prochain.

Gelecek Pazartesi okul başlar.

Tu es le prochain.

- Daha sonraki sizin sıranız.
- Sıra sizde.

J'assisterai au prochain meeting.

Sonraki toplantıya katılacağım.

Lundi prochain sera férié.

Önümüzdeki pazartesi günü bir tatil.

J'attraperai le prochain train.

Bir sonraki trene yetişeceğim.

J'attraperai le prochain avion.

Bir sonraki uçağı yakalayacağım.

J'irai le mois prochain.

Gelecek ay gideceğim.

Tom est le prochain.

- Tom daha sonra.
- Sıradaki Tom.

- Je déménage le mois prochain.
- Je vais déménager le mois prochain.

Gelecek ay taşınacağım.

- Remettez vos devoirs pour lundi prochain.
- Remettez votre devoir pour lundi prochain !
- Remets ton devoir pour lundi prochain !

Gelecek Pazartesiye kadar ev ödevini teslim et.

- J'estime être de retour lundi prochain.
- J'espère être de retour lundi prochain.

Gelecek Pazartesi dönmeyi umuyorum.

- Tu auras trente ans l'an prochain.
- Vous aurez trente ans l'an prochain.

Gelecek yıl otuz yaşında olacaksın.

- Je veux obtenir mon diplôme au printemps prochain.
- J'aimerais être diplômé au printemps prochain.
- J'aimerais être diplômée au printemps prochain.

Gelecek bahar mezun olmak istiyorum.

Garde dimanche prochain de libre.

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

Quel est le prochain arrêt ?

Bir sonraki durak nedir?

Nous déménageons le mois prochain.

Biz gelecek ay taşınıyoruz.

Que feras-tu dimanche prochain ?

Önümüzdeki pazar günü ne yapıyorsun?

Je serai libre dimanche prochain.

Ben önümüzdeki Pazar boş olacağım.

J'aurai seize ans l'an prochain.

Gelecek yıl on altı yaşında olacağım.

Je pourrais être le prochain.

Bir sonraki olabilirim.

Je le rencontre vendredi prochain.

Onunla gelecek Cuma görüşeceğim.

Je prendrai le prochain train.

Bir sonraki trene bineceğim.

On déménage le mois prochain.

Önümüzdeki ay taşınıyoruz.

Quand part le prochain train ?

Bir sonraki tren ne zaman kalkar?

Je me marie dimanche prochain.

Gelecek Pazar evleniyorum.

Je te verrai l'été prochain.

Gelecek yaz görüşürüz.

Qui sera notre prochain président ?

Bis sonraki başkanımız kim olacak?

Nous vous verrons lundi prochain.

Gelecek pazartesi görüşürüz.

J'arrive dans le prochain bus.

Bir sonraki otobüs ile geliyorum.

- Aime ton prochain comme toi-même.
- Tu aimeras ton prochain comme toi-même.

Komşunu kendin gibi seveceksin.

- Nous réessayerons le week-end prochain.
- On essaiera encore le week-end prochain.

Önümüzdeki hafta tekrar deneyeceğiz.

- Que dites-vous d'un barbecue dimanche prochain ?
- Que dites-vous d'organiser un barbecue dimanche prochain ?
- Que dis-tu d'un barbecue dimanche prochain ?
- Que dis-tu d'organiser un barbecue dimanche prochain ?

Gelecek pazar barbekü partisi vermeye ne dersin?

- À quelle heure part le prochain train ?
- À quelle heure part le prochain train ?

- Sonraki tren ne zaman ayrılacak?
- Bir sonraki tren saat kaçta kalkacak?

- Demandez-lui quand part le prochain avion.
- Demande-lui quand part le prochain vol !

Ona bir sonraki uçağın ne zaman kalkacağını sor.

- Je serai très occupé le mois prochain.
- Je serai très occupée le mois prochain.

Gelecek ay çok meşgul olacağım.

- Changez de train au prochain arrêt.
- Vous devez changer de train au prochain arrêt.

Bir sonraki durakta aktarma yapmalısınız.

Remettons la réunion à vendredi prochain !

Toplantıyı gelecek cumaya kadar erteleyelim.

Le concert aura lieu dimanche prochain.

Konser önümüzdeki pazar günü gerçekleşecek.

Elle aura 17 ans l'an prochain.

Gelecek yıl o on yedi olacak.

J'aurai seize ans le mois prochain.

Gelecek ay on altı yaşında olacağım.

Je pars par le prochain bus.

Bir sonraki otobüse bineceğim.

J'envisage d'aller à l'étranger l'an prochain.

- Gelecek yıl yurt dışına gitmeyi düşünüyorum.
- Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

Dimanche prochain, je t'apprendrai à pêcher.

Gelecek Pazar sana nasıl balık tutulacağını öğreteceğim.

J'espère aller au Canada l'an prochain.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi umuyorum.

Nettoyons entièrement le bureau samedi prochain.

Gelecek Cumartesi bütün ofisi temizleyelim.

Programmons une rencontre pour lundi prochain !

Gelecek pazartesi için bir toplantı planlayalım.

Je te verrai le mois prochain.

Önümüzdeki ay görüşürüz.

J'étudierai le français au prochain semestre.

Gelecek dönem Fransızca öğreneceğim.

Mon oncle revient d'Amérique lundi prochain.

Amcam gelecek Pazartesi Amerika'dan dönecek.

Je t'enseignerai le skate dimanche prochain.

- Pazartesi günü sana nasıl paten yapılacağını öğreteceğim.
- Gelecek Pazar size nasıl kayılacağını öğreteceğim.

Je vais déménager le mois prochain.

Gelecek ay taşınacağım.

Je vais faire ça lundi prochain.

Onu önümüzdeki pazartesi yapacağım.

Je pars à l'étranger l'été prochain.

Önümüzdeki yaz yurt dışına gidiyorum.

Tourne à droite au prochain carrefour.

Bir sonraki kavşakta sağa dön.

Samedi prochain je vais à Paris.

- Gelecek cumartesi Paris'e gidiyorum.
- Önümüzdeki cumartesi Paris'e gideceğim.

En espérant vous revoir l'an prochain.

- Gelecek yıl tekrar görüşmek ümidiyle.
- Gelecek yıl tekrar görüşmeyi ümit ediyorum.

J'entrerai au lycée en avril prochain.

Önümüzdeki nisan ayında lisede olacağım.

Je veux participer au prochain triathlon.

Bir sonraki triatlona katılmak istiyorum.

Nous devons descendre à l'arrêt prochain.

Bir sonraki durakta inmeliyiz.

Tom espère visiter Boston l'été prochain.

Tom gelecek yaz Boston'u ziyaret etmeyi umuyor.

J'aurai trente ans le mois prochain.

Gelecek ay otuz yaşında olacağım.

Je vais faire ça l'automne prochain.

- Onu gelecek sonbaharda yapacağım.
- Onu önümüzdeki sonbaharda yapacağım.
- Onu bir sonraki sonbaharda yapacağım.

Lundi prochain est une fête nationale.

- Önümüzdeki pazartesi milli bayram.
- Önümüzdeki pazartesi ulusal bayram.

- Elle va avoir un bébé le mois prochain.
- Elle obtiendra un bébé le mois prochain.

Önümüzdeki ay onun bir bebeği olacak.

- Vous devriez recevoir la lettre d'ici lundi prochain.
- Tu devrais recevoir la lettre d'ici lundi prochain.

Önümüzdeki pazartesiye kadar mektubu almalısın.

- Je préfère marcher plutôt que d'attendre le prochain bus.
- Je préférerais marcher qu'attendre le prochain bus.

Bir sonraki otobüsü beklemektense yürümeyi tercih ederim.

- Où prévois-tu d'aller en vacances, l'été prochain ?
- Où prévoyez-vous d'aller en vacances, l'été prochain ?
- Où prévois-tu de te rendre en vacances, l'été prochain ?
- Où prévoyez-vous de vous rendre en vacances, l'été prochain ?

Önümüzdeki yaz tatilde nereye gitmeyi planlıyorsun?

Le prochain morceau qu'on va vous jouer

Bu doğru ve sizin için çalacağımız bir sonraki şarkı,

La Bible nous dit d'aimer notre prochain.

İncil komşularımızı sevmemiz gerektiğini söylüyor.

Il prend sa retraite au printemps prochain.

O, gelecek bahar emekli olur.

J'aurai 16 ans à mon prochain anniversaire.

Gelecek doğum günümde on altı olacağım.

Il part pour Paris le mois prochain.

Gelecek ay Paris'e gidecek.

Ils vont se marier le mois prochain.

Önümüzdeki ay evlenecekler.

Demande-lui quand est le prochain avion.

Bir sonraki uçağın ne zaman geleceğini ona sor.

Tu aimeras ton prochain comme toi-même.

Komşunu, kendini sevdiğin gibi seveceksin.

Le prochain jour férié tombe un dimanche.

Gelecek tatil bir Pazar gününe rastlıyor.

Tu ferais mieux d'attendre le prochain bus.

Bir sonraki otobüsü beklesen iyi olur.

Je partirai pour l'Australie le mois prochain.

Gelecek ay Avustralya'ya gidiyor olacağım.

Il aura dix ans en avril prochain.

- Gelecek nisanda on yaşında olacak.
- Önümüzdeki nisan ayı on yaşında olacak.

Carole va visiter Miami le mois prochain.

Carol önümüzdeki ay Miami'yi ziyaret edecek.

À quelle heure arrive le prochain train ?

Bir sonraki tren hangi saatte geliyor?