Examples of using "Présenter" in a sentence and their turkish translations:
Kendimi tanıtmak istiyorum.
Lütfen kısaca kendini tanıtır mısın?
Kendimi tanıtmama izin verin.
Kendimi tanıtmama izin verin.
Özür dilemek istiyorum.
Kendimi tanıtabilir miyim?
Seni eşimle tanıştırayım.
Ben sizi eşime tanıtmak istiyorum.
Beni arkadaşınla tanıştırır mısın?
- Özür dilemek zorunda değilsin.
- Özür dilemek zorunda değilsiniz.
- Seni onunla tanıştırayım.
- Sizi onunla tanıştırayım.
Size Bay Tanaka'yı tanıtabilir miyim?
Özür dilemek istiyorum.
Özür dilemek istedim.
Özür dilemelisin.
Başkanlık için adaylığını koymalısın.
- Özür dilemek zorunda değilsin.
- Özür dilemek zorunda değilsiniz.
Seni arkadaşlarımdan bazılarına tanıştırmak istiyorum.
Seni bazı insanlarla tanıştırmak istiyorum.
Kendini bir başkan gibi tanıtmalısın.
Seni ailemle tanıştırayım.
- Sizi Bay Tanaka ile tanıştırayım.
- Sizlere Tanaka Bey'i takdim etmeme izin veriniz.
Sana ebeveynlerimi tanıştırayım.
Onu ona tanıtmayı planladım.
- Seni annemle tanıştıracağım.
- Seni annemle tanıştırayım.
Karımı sana tanıtabilir miyim?
- Karımı tanıtmama izin ver.
- Karımı tanıtayım.
- Size eşimi takdim edeyim.
Raporları pazartesi günü teslim etmek zorundayız.
Ben ona özür dilemeliyim.
Size kız kardeşimi takdim edeyim.
Oğlumla tanışmanı istiyorum.
Onun için seçmelere cidden katılmazdım.
Kendimi bir çocuğa tanıtmak için uzandım,
Lütfen kendimi tanıtayım.
Ben Bay Brown'la tanışmanı istiyorum.
O, belediye başkanlığı için aday olacak.
O, belediye başkanlığına aday olacak.
Bay Johnson'ı size tanıtabilir miyim?
Bay Kato'yu sizinle tanıştırmama izin verin.
Özür dilemek için buradayım.
Bu sabah için özür dilemek istiyorum.
Bazı arkadaşlarımı tanıtmak istiyorum.
Benim dilenecek bir özrüm var.
Karımı sana tanıtmam için bana izin ver.
Bay Sato'yu sizinle tanıştırayım.
O en azından özür dileyebilirdi.
- Özür dilemelisin.
- Senin özür dilemen gerekir.
Lütfen ebeveynlerinize saygılarımı iletin.
Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
- Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Size Mayuko'yu tanıtmama izin verin.
- Mayuko'yu sizinle tanıştırmama izin verin.
O, özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı.
O, özür dilemek için çaba göstermedi.
Şimdi size arkadaşım Cayla'yı tanıtayım.
Bu kıza kendini tanıtmalıydın.
Seni iyi bir diş hekimi ile tanıştırayım.
Kendinizi tanıtır mısın?
Geçen gün için özür dilemek istiyorum.
Beni onunla tanıştırmanı istiyorum.
- Beni Fransızca konuşan biriyle tanıştırır mısın?
- Beni Fransızca konuşan biriyle tanıştırabilir misiniz?
Kocamı ve oğullarımı sana tanıtmak isterim.
Belediye başkanlığı için adaylığımı koymayacağım.
Kendimi tanıtabilir miyim? Benim adım Tom.
Kendimi ona tanıtmak için bir fırsatım olmadı.
Geç geldiğin için ondan özür dilemelisin.
Kimlik kartımızı almak için bizzat bulunmamız gerekiyor.
ve bugün sizlere kendi gezegenimizi daha iyi anlamak için tasarlanmış
Ama neden düşmana bu kadar kolay hedef haline geliyorlardı?
Özür dileme nezaketi vardı.
Tanışmanı istediğim biri var.
Bazen özür dilemek için çok geçtir.
Ben Tatoeba projesini sunmak için Libre Yazılım Toplantısı'ndayım.
Tüm yolcuların biletlerini göstermeleri gerekir.
Herkese özür dilemek istiyorum.
Kendimi tanıtabilir miyim? Benim adım Tom Frisch.
Beni Fransızca konuşabilen bir avukatla tanıştırır mısın?
Duvardaki grafiklerle etkileşime girmek için gönüllü oldum
Klanın yeni üyesiyle tanışıyor herkes.
Onu gördüğünde özür dilemek zorundasın.
Özür dilemek zorundayım.
Ben bugün onun amcası tarafından bir bayana tanıtılacağını biliyorum.
Eğer özür dileyeceksen bunu derhal yapmalısın.
Özür dilemeye istekliyim.
Söylediğim her şey için özür dilemek istiyorum.
Sanırım ona özür dilemesi gereken sensin.
Bayan Smith, benim bir arkadaşım Pierre Dubois tanıtmak istiyorum.
- Özür dilemeye geldim.
- Üzgün olduğumu söylemek için geldim.
Ben ürünü tanıtmak için doğru zaman olduğunu düşünüyorum.
Seni geçen gün bahsettiğim beyefendiyle tanıştırmak istiyorum.
Durumu ele alma tarzım için özür dilemek istiyorum.