Examples of using "Possède" in a sentence and their turkish translations:
Bitkilerim var.
Tom'un bir sürü arabası var.
Onun bir Turner'i var.
Sözlüklerim var.
Bu geminin sahibi kim?
Bir bilgisayarım var.
Onun on ineği var.
- Bu mekan benim.
- Burası bana ait.
Bu mülkün sahibiyim.
Bu dükkânın sahibiyim.
Bu araba benim.
- Benim bir atım var.
- Atım var.
- Bir atım var.
Bu cümle bana ait.
Annenin bir kahve dükkanı vardır.
O, büyük bir konağa sahiptir.
Onun çok sayıda kitabı vardır.
Benim bir elektro gitarım var.
Onun bir bulaşık makinesi var.
Birkaç gümüş param var.
Tom bir sürü arabaya sahip.
Kimse ayın sahibi değil.
O birçok araziye sahip.
Onun fazla deneyimi var.
Çiftçinin büyük miktarda arazisi var.
- O mucizevi yeteneklere sahip.
- Bu kızda doğaüstü güçler var.
Televizyonum yok.
Dük bir sürü arazi tutuyor.
O birkaç iyi koyuna sahiptir.
Latince fiil'in altı tane mastarı vardır.
Bir rumuzum yok.
- Bir yata sahibim.
- Bir yatım var.
Birkaç Fransızca kitabım var.
Onun her çeşit kitapları var.
Tom çok kârlı bir şirkete sahiptir.
Bir gitarım yok.
Ne kadar çok şeye sahipseniz o kadar çok arzu edersiniz.
Bu katedralin büyük bir orgu vardır.
Bazı çok eski pullara sahibim.
Bu cümlenin sahibi değilim.
- Tom ne çeşit bir kameraya sahiptir?
- Tom ne tür kameraya sahiptir?
Bir ineğin kaç dişi var?
Bir atın kaç tane dişi var?
Büyük Kanyon tam bir bakir doğa
Onun bir sürü değerli kitapları var.
O çok değerli tablolara sahip.
Japonya'nın bir sürü güzel dağları var.
Bir insanın kaç tane kromozomu vardır?
Tom birkaç çok değerli tablolara sahip.
Onun ülkede bir mülkü var.
Tom'un küçük bir reklam şirketi var.
Her şeye sahip olan biri her şeyi kaybedebilir.
Bir sözlüğüm var.
Bu sistemin bir güvenlik kilidi var.
Tom Mary'nin bir sürü resmine sahip.
Her birinin kendi tadı var.
O çok değerli bir kol saatine sahip.
Tom'un tavşanları var.
- Bu binanın asansörü var mı?
- Bu binada asansör var mı?
Kitaplarımın yarısı kadar kitabı var.
Tom bana kaç gitarım olduğunu sordu.
Servetine rağmen, memnun değil.
Bu tür kedinin kuyruğu yoktur.
Komşumuz üç tane Porsche sahibi, yani o zengindir.
Sahip olduğum her şey bu bavulda.
Tom'un bankada üç milyon doları var.
İnsan dile sahip olan tek hayvandır.
Tom'un Boston'tan uzakta olmayan küçük bir çiftliği var.
O, pahalı giysiler giyiyor ve bir sürü mücevhere sahip.
İtalya dünyanın en iyi sanat galerilerinden bazılarına sahip.
Amcam bir servet yaptı.
Bu cümle beş kelimeden oluşuyor.
Onun yabancı bir arabası var.
O yeni bir arabaya ve eski bir arabaya sahiptir.
Onun bir Picasso'su var.
Sahip olduğum her şeyin fotoğrafını çekiyorum.
Tanıdığım bir kemancı bir Stradivariusa sahip olduğunu söylüyor.
Kız kardeşimin bir piyanosu var.
- Onun büyük bir potansiyeli var.
- O büyük bir potansiyele sahip.
Japon yapımı bir arabam var.
Tom'un neden bir silahı var?
İnsan etiyle aynı optik özelliklere sahip.
Benim bir bilgisayarım var.
Onun bir piyanosu var mı?
Benim bir kedim yok.
Plütonyum-244 80 milyon yıllık bir yarılanma ömrüne sahiptir.
Onun kaç tane kitabı vardır?
Tanıdığım, silahı olan tek kişi sensin.
olan ülke, iki milyar varili aşan yıllık üretiminden bahsetmeye bile
Eski bir arabam var.
İki tane gözüm var.