Translation of "Plantes" in Turkish

- Les plantes poussent.
- Les plantes croissent.
- Les plantes grandissent.

- Bitkiler büyür.
- Bitkiler büyüyor.

- Arrose les plantes !
- Arrosez les plantes !

Bitkileri sula.

- Les plantes poussent.
- Les plantes croissent.

Bitkiler büyür.

- Les plantes croissent.
- Les plantes grandissent.

Bitkiler büyür.

Les plantes grandissent.

Bitkiler büyüyor.

Mes plantes meurent !

Bitkilerim ölüyor!

Où sont les plantes ?

Bitkiler nerede?

Marie aime les plantes.

Mary bitkilerden hoşlanır.

- Les plantes meurent si elles manquent d'eau.
- Sans eau, les plantes meurent.

Bitkiler susuz ölürler.

Je n'abîme pas vos plantes.

Sizin bitkilerinizi berbat etmiyorum.

L'eau est indispensable aux plantes.

Su bitkiler için vazgeçilmezdir.

N'oublie pas d'arroser les plantes.

Bitkileri sulamayı unutma.

Les arbres sont des plantes.

Ağaçlar bitkilerdir.

Toutes mes plantes sont mortes.

Tüm bitkilerim öldü.

Elle a arrosé les plantes.

Bitkileri suladı.

N'oublie pas d'arroser les plantes !

Bitkileri sulamayı unutma.

J'ai toujours adoré les plantes.

Bitkileri her zaman sevdim.

Plusieurs plantes fleurissent au printemps.

Çoğu bitki ilkbaharda çiçeklenir.

Ces plantes sont toutes toxiques.

Bu bitkiler tamamen zehirli.

Les plantes peuvent-elles parler ?

Bitkiler konuşabilir mi?

Les plantes tirent l'eau du sol.

Bitkiler suyu topraktan alır.

Les chats mâchent parfois des plantes.

Kediler bazen bitkileri çiğnerler.

Tu as oublié d'arroser les plantes !

Bitkileri sulamayı unuttun!

La plupart des plantes sont mortes.

Bitkilerin çoğu öldü.

De nombreuses plantes fleurissent au printemps.

Birçok bitki ilkbaharda çiçek açar.

Les plantes utilisées à des fins médicinales.

tıbbi amaçlarla kullandığımız bitkiler.

La botanique traite de l'étude des plantes.

Botanik bitkileri incelenme ile ilgilenir.

La botanique est l'étude scientifique des plantes.

Botanik, bitkilerin bilimsel çalışmasıdır.

Les plantes croissent en direction du soleil.

Bitkiler Güneş'e doğru büyür.

Où as-tu récupéré toutes ces plantes ?

Bütün bu bitkileri nereden aldın?

Quelques plantes ne s'adaptent pas au froid.

Bazı bitkiler kendilerini soğuğa uyduramıyorlar.

Ce botaniste est spécialiste des plantes carnivores.

Bu botanikçi etçil bitkiler konusunda uzmanlaşmıştır.

Des lasers optimisés pour la croissance des plantes,

bitkinin büyümesi için özel hazırlanmış lazerler,

Il n'y a pas de plantes à fleurs,

etrafta hiç çiçekli bitki yoktu,

Car les plantes vertes sont une bonne ressource.

çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.

Est-ce que les plantes ont un cerveau ?

Bitkilerin beyni var mıdır?

Les plantes vertes absorbent le CO2 de l’atmosphère

kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla

Sans les plantes, nous ne pourrions pas vivre.

Bitkiler olmasaydı, biz yaşayamazdık.

Les plantes sont mortes parce qu'elles manquaient d'eau.

Bitkiler susuzluktan öldü.

Certaines plantes sont rapidement affectées par le froid.

Bazı bitkiler hızla soğuktan etkilenir.

Les plantes croissent en direction de la lumière.

Bitkiler güneş ışığına doğru yönelir.

Les plantes ne poussent pas dans ce sol.

Bitkiler bu toprakta büyümez.

- Je possède des plantes.
- Je possède des usines.

Bitkilerim var.

Les plantes ont été endommagées par le gel.

Bitkiler dondan zarar gördüler.

Tom fait un régime à base de plantes.

Tom meyve-sebze ağırlıklı besleniyor.

- Est-ce que tu penses que les plantes ressentent la douleur ?
- Pensez-vous que les plantes ressentent la douleur ?

Bitkilerin acı çektiğini mi düşünüyorsun?

Il y a des plantes qui repoussent les insectes.

Böcekleri uzaklaştıran bitkiler var.

Arrose les plantes avant de prendre ton petit déjeuner.

Kahvaltınızı yapmadan önce çiçekleri sulayın.

Toutes les plantes ont besoin d'eau et de lumière.

Bütün bitkilerin suya ve ışığa ihtiyacı vardır.

Arrose les plantes avant de prendre ton petit-déjeuner.

Kahvaltı etmeden önce çiçekleri sula.

Les plantes ont besoin d'eau et de lumière solaire.

Bitkiler suya ve güneş ışığına ihtiyaç duyar.

En mettant en place des plantes pérennes à racines profondes

köklü çok yıllık bitkiler yerleştirerek,

Si tu n'arroses pas les plantes, elles vont se flétrir.

Bitkileri sulamazsan , solarlar.

La pollution de l'air empêche certaines plantes de pousser normalement.

Hava kirliliği bazı bitkilerin büyümesini önler.

On trouve beaucoup de plantes bizarres dans un jardin botanique.

Botanik bahçesinde birçok değişik bitki buluruz.

Il a écrit à propos des plantes et des arbres.

O, bitkiler ve ağaçlar hakkında yazı yazdı.

Grâce à de délicieux burgers à base de plantes, par exemple,

ve bunu örneğin, size ve iklime faydalı

Une longue période de temps pluvieux est néfaste pour les plantes.

Uzun süreli yağışlı hava bitkiler için kötüdür.

C'est de la famille des Euphorbia, et ces plantes peuvent être mortelles.

Bu sütleğen ailesinden ve sütleğenler ölümcül olabilir.

Introduire des plantes étrangères, telles que les palmiers, peut endommager les écosystèmes.

Palmiye ağaçları gibi yabancı bitkilerin tanıtımı ekosistemlere zarar verebilir.

Parler à vos plantes ne les aide pas à pousser plus vite.

Bitkilerinizle konuşmak onların daha hızlı büyümelerine yardımcı olmaz.

Je suis parti en vacances, et mes plantes sont encore en vie.

Ben tatile gittim ve benim bitkiler hâlâ hayatta.

Si tu plantes une graine de pommier, elle pourrait devenir un arbre.

Bir elma tohumu ekerseniz, ağaç haline gelebilir.

Je pense qu'il est peu probable que les plantes ressentent la douleur.

Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.

L'introduction de plantes et animaux étrangers peut causer des dommages sévères aux écosystèmes.

Yabancı bitkilerin ve hayvanların tanıtımı ekosistemler için ciddi hasara sebep olabilir.

Pendant mon absence, n'oublie pas de nourrir le chat et d'arroser les plantes.

Ben şimdilik yokum, kedileri beslemeyi ve çiçekleri sulamayı unutma.

On la trouve dans les feuilles, les fleurs et les graines de nombreuses plantes,

Yapraklarda, çiçeklerde, pek çok bitkinin çekirdeğinde,

Le bambou est une des plantes ayant la croissance la plus rapide au monde.

Bambular gezegendeki en hızlı büyüyen bitkilerden biridir.

Pour bien pousser, ces plantes ont besoin d'un sol qui ne contient pas trop d'humidité.

İyi büyümek için, bu bitkilerin çok fazla nem içermeyen toprağa ihtiyacı var.

L'agriculture biologique est une méthode de faire pousser des plantes (céréales, légumes, fruits) sans produits chimiques.

Organik tarım kimyasallar olmadan bir bitkileri (tahıllar, baklagiller, meyve) yetiştirme yöntemidir.