Examples of using "Bois" in a sentence and their turkish translations:
Ahşap masa
- Tahta yüzer.
- Ahşap yüzer.
Çok fazla içiyorsun.
Sütünü iç.
Ben çok fazla içki içerim!
Ahşap yanar.
- İç ve ye.
- Ye ve iç.
Bir şey için.
Süt iç!
Su iç.
Asla yalnız içki içmem.
"Şarap içiyor musun?" "Evet."
Onu yutun.
Asla içki içmem.
Ahşap kolaylıkla yanar.
Süt içiyorum.
Kahve içerim.
Bir şey içmiyorum.
Artık içmiyorum.
Çay içer misin?
Ahşap kolayca yanar.
Bir içki al, Tom.
Haydi Tom, iç onu.
Suyu içme.
Alkol alıyorum.
Ben su içerim.
Ben onun birasını içerim.
Kuru ahşap iyi yanar.
- Şarap içiyorum.
- Ben şarap içerim.
Çay içiyorum.
Şarap içer misin?
Masa ahşaptan yapılmıştır.
O, ormanda yürüdü.
O oyuncak ahşaptan yapılmıştır.
Ormanda saklanıyorlar.
Tom odun kesiyor.
İçiyorsan araba sürme. Araba sürüyorsan içki içme.
O kısmen ahşaptan yapılmıştır.
Kutu tahtadan yapılmıştır.
- Ben alkol içmem.
- Ben alkol kullanmam.
Akşamdan kalmalığım var.
Benim bir tahta tarağım var.
Su içmem.
Yeşil çay içer misin?
Tahta bir masam var.
Ev ahşaptan.
Termitler tahta yer.
Rahatlamak için içerim.
Sandalye tahtadan yapılmış.
Daha az iç ve daha fazla uyu.
Evim ahşaptan inşa edildi.
Ben sık sık çay içerim.
Baharatla kaynatılmış şarap içiyorum.
Sen taze su içiyorsun.
Çok içki içmem.
Portakal suyu içiyorum.
Çok mu süt içiyorsun?
Ben bira içerim.
Susuz olduğunuzda içiniz.
- Bu masa tahta.
- Bu masa ağaçtan yapılmıştır.
Ben de çay içerim.
Belki de çok fazla içiyorum.
Ne içiyorum?
Tom alkol içmez.
- Çok fazla kahve içiyorum.
- Çok kahve içiyorum.
Asla yalnız içki içmem.
Asla evde içki içmem.
Çok fazla içme, tamam mı?
Ben ormanda kayboldum.
Kırık bir tahtadan yontulduk,
Şarap içmem.
Ne içki içerim ne de sigara içerim.
Köprü ahşaptan yapılmıştır.
- Sandalyeler ahşaptan yapılmıştır.
- Sandalyeler tahtadan yapılmış.
Tom'un içki mahmurluğu var.
Sütünün hepsini bitir.
Bira asla biraya dokunmam.
Ben bira içmem.
Çay içmem.
Bugün içki mahmurluğum var.
Masam ahşaptan yapılmıştır.
O, ormanda tek başına yaşar.