Translation of "Plaire" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Plaire" in a sentence and their turkish translations:

Il cherche à plaire.

O, memnun etmek için isteklidir.

J'essayais juste de plaire.

Ben sadece popüler olmak istedim.

Fourmis essayant de plaire stupide.

karıncalar düz mantıkla çalışırlar.

Il a tout pour plaire.

O her şekilde çekici.

Ça ne va pas lui plaire.

Bundan hiç hoşlanmayacak.

Je ferai n'importe quoi pour lui plaire.

Onu memnun etmek için her şeyi yapacağım.

L'art de plaire est l'art de tromper.

Hoşa gitme sanatı, aldatma sanatıdır.

- Je veux te faire plaisir.
- Je veux vous plaire.
- Je veux te plaire.
- Je veux vous faire plaisir.

Seni memnun etmek istiyorum.

Je pense que Tom va se plaire ici.

Sanırım Tom burada ondan hoşlanacak.

On ne peut pas plaire à tout le monde.

- Herkesi memnun edemezsin.
- Herkesi memnun edemezsiniz.

Tom se plie en quatre pour plaire à Marie.

Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.

Je ne pense pas que ça va te plaire.

Senin bundan hoşlanacağını düşünmüyorum.

- Je suis sûre que ça va te plaire.
- Je suis sûr que ça va te plaire.
- Je suis sûre que vous allez aimer ceci.

Ondan hoşlanacağına eminim.

- Cela devrait faire plaisir à tout le monde.
- Ça devrait plaire à tout le monde.

O herkesi memnun etmeli.

Je ne connais pas la clé du succès, mais celle de l'échec est d'essayer de plaire à tout le monde.

Başarının anahtarını bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı herkesi memnun etmeye çalışmaktır.