Translation of "J'essayais" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "J'essayais" in a sentence and their turkish translations:

- J'essayais d'être solidaire.
- J'essayais d'encourager.

Yardımcı olmaya çalışıyordum.

J'essayais d'encourager.

Teşvik etmeye çalışıyordum.

- J'essayais de te parler.
- J'essayais de vous parler.

Seninle konuşmaya çalışıyordum.

- J'essayais de te joindre.
- J'essayais de vous joindre.

Sana ulaşmaya çalışıyordum.

J'essayais juste d'aider.

Yardım etmeye çalışıyordum.

J'essayais seulement d'aider.

Sadece yardım etmeye çalışıyordum.

J'essayais d'être poli.

Kibar olmaya çalışıyordum.

J'essayais seulement d'être amical.

Sadece arkadaş canlısı olmaya çalışıyordum.

J'essayais juste d'être drôle.

Ben komik olmaya çalışıyordum.

J'essayais de trouver Tom.

Tom'u bulmaya çalışıyordum.

J'essayais juste de plaire.

Ben sadece popüler olmak istedim.

J'essayais juste de l'impressionner.

Ben yalnızca onu etkilemeye çalışıyordum.

J'essayais de comprendre ses paroles,

Ne dediğini çözmeye çalıştığımda

J'essayais de tuer le temps.

Zaman öldürmeye çalışıyordum.

J'essayais juste d'arrêter le combat.

- Kavgayı ayırmaya çalışıyordum sadece.
- Kavgayı durdurmaya çalışıyordum yalnızca.

J'essayais de prouver quelque chose.

Bir şey kanıtlamaya çalışıyordum.

J'essayais de te faire rire.

Seni güldürmeye çalışıyordum.

J'essayais de ne pas regarder.

- Bakmamaya çalıştım.
- Bakmamayı denedim.

J'essayais simplement de te protéger.

Sadece seni korumaya çalışıyordum.

J'essayais de perdre du poids.

Ben kilo vermeye çalışıyordum.

J'essayais constamment de perdre du poids,

Sürekli kilo vermeye çalıştım.

J'essayais de découvrir ce qui m'était arrivé.

Bana ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

J'essayais de comprendre ce que je voulais faire de ma vie.

Ne olacağımı belirlemeye çalışıyordum.

J'essayais de dire quelque chose quand tu m'as si grossièrement interrompu.

Sen terbiyesizce sözümü kestiğinde ben bir şey söylemeye çalışıyordum.

En réalité, c'était à mon nouveau-né que j'essayais d'expliquer les choses.

Aslında bir şeyler anlatmaya çalıştığım kişi yeni doğan oğlumdu.

Quand j'étais jeune, j'essayais de lire autant de livres que je pouvais.

Gençken, okuyabildiğim kadar fazla kitap okumayı denedim.

Drogué avec la morphine, j'essayais de trouver du sens à ce qui arrivait.

yüksek morfinden kafam iyi halde daha sonra ne olacağını düşünüyordum.

Elle me lançait les raisins et j'essayais de les attraper avec la bouche.

O bana üzümleri attı ve ben ağzım ile onları yakalamaya çalıştım.

- J'ai essayé de convaincre un ami de ne pas se marier.
- J'essayais de convaincre un ami à moi de ne pas se marier.

Bir arkadaşımı evlenmekten vazgeçirmeye çalıştım.