Translation of "Dieu" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Dieu" in a sentence and their turkish translations:

- Dieu merci.
- Remercie Dieu.
- Remerciez Dieu.

Allah'a şükür.

- Que Dieu te bénisse !
- Dieu vous bénisse !
- Dieu te bénisse !
- Que Dieu vous bénisse !

- Tanrı sizi korusun!
- Allah razı olsun!
- Allah gönlüne göre versin!
- Allah senden razı olsun!

- Dieu envoya un signe.
- Dieu envoya un écriteau.
- Dieu envoya une pancarte.
- Dieu envoya un panneau.
- Dieu a envoyé un écriteau.
- Dieu a envoyé un signe.
- Dieu a envoyé une pancarte.

Tanrı bir işaret gönderdi.

Dieu merci,

Tanrı'ya şükürler olsun,

Dieu existe.

Tanrı vardır.

Dieu sait.

Tanrı bilir.

- Nom de Dieu !
- Bon Dieu de merde !

Kahretsin!

- Dieu créa le monde.
- Dieu créa l'univers.

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

- J'ai tué Dieu.
- J'ai tué un dieu.

Bir tanrı öldürdüm.

- Ils croient en Dieu.
- Elles croient en Dieu.
- Eux croient en Dieu.

- Onlar Tanrı'ya inanırlar.
- Onlar Allah'a inanırlar.

- Dieu merci, c'est fini !
- Dieu merci, c'est terminé !
- Dieu merci, c'en est fini !

Tanrı'ya şükür bitti.

Mon Dieu, mon Dieu, pourquoi m'as-tu abandonné ?

Tanrım tanrım beni niçin terk ettin?

- Calme-toi, Bon Dieu !
- Calmez-vous, Bon Dieu !

Sakin ol.

- Mon Dieu !
- Oh mon Dieu !
- Seigneur !
- Doux Jésus !

Aman Allahım!

Puni par dieu

Tanrı tarafından cezalandırıldı

Dieu te bénisse !

Çok yaşa!

Dieu créa l'univers.

Tanrı evreni yarattı.

Dieu est mauvais.

Tanrı kötüdür.

Dieu est partout.

Allah her yerde.

Dieu est grand.

Tanrı büyüktür.

J'ai tué Dieu.

Tanrıyı öldürdüm.

Dieu sauve l'Ukraine !

Allah Ukrayna'yı korusun!

Dieu sait pourquoi.

Sebebini Allah bilir.

Dieu bénisse Tatoeba !

Tanrı Tatoeba'yı korusun.

Dieu soit loué !

Elhamdulillah.

Sami vénérait Dieu.

Sami Allah'a ibadet etti.

- Que Dieu sauve la Reine !
- Dieu protège la Reine !

- Tanrı, Kraliçe'yi korusun!
- Tanrı kraliçeyi korusun.

- En Dieu nous croyons.
- Nous nous fions à Dieu.

Allah'a güveniyoruz.

- Dieu soit avec nous.
- Que Dieu soit avec nous.

Tanrı bizimle birlikte olsun.

Celui qui possède l'amour est en Dieu, et Dieu est en lui, puisque Dieu est amour.

Her kim ki içinde sevgi olsun, o Tanrı'dadır ve Tanrı da ondadır çünkü Tanrı sevginin kendisidir.

- Rien, à Dieu, n'est impossible.
- À Dieu, rien n'est impossible.

Allah için hiçbir şey imkansız değildir.

- Dieu que tu es belle !
- Dieu que vous êtes belle !

Tanrım, sen güzelsin.

- Oh, mon Dieu !
- Mon Dieu !
- Oh, mon Dieu !
- Bon Dieu !

- Oh, Tanrım!
- Tanrım!

La main de Dieu,

Tanrı'nın eli,

Dieu béni en priant

Çaput bağlanarak Allah'a dua edilir

Le papier de Dieu?

kağıdına mürekkep olmaya mahkum bir proje mi?

Dieu seul le sait.

Sadece Allah bilir.

Mon Dieu, aidez-moi !

Allah'ım bana yardım et!

Dieu créa le monde.

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

Dieu, entends ma prière.

Tanrı, duamı duy.

Bon Dieu, écoute-moi !

Tanrım, beni dinle!

Je crois en Dieu.

- Ben Tanrı'ya inanıyorum.
- Ben Allah'a inanıyorum.
- Allah'a inanıyorum.

Nous croyons en Dieu.

Biz Allah'a inanıyoruz.

Qu'est-ce qu'un dieu ?

Bir tanrı nedir?

Dieu que j'ai faim !

Tanrım ben açım.

Ô Dieu, secourez-moi !

Allah'ım, bana yardım et!

Que Dieu m'en garde !

- Üstüme iyilik sağlık!
- Aman Allah!

Si Dieu le veut…

- İnşallah.
- Kısmetse.
- Allah'ın izniyle.

Qui croit en Dieu ?

Kim Allah'a inanıyor?

Vous n'êtes pas Dieu.

Sen tanrı değilsin.

Dieu ou la nature.

Tanrı veya doğa.

- Mon Dieu !
- Doux Jésus !

Amanın!

Dieu aussi comprend l'espéranto.

Tanrı da Esperanto'yu anlar.

Tom croit en Dieu.

Tom Tanrı'ya inanıyor.

Que Dieu nous aide.

Tanrı bize yardım etsin.

Aie confiance en Dieu !

Allah'a güvenin.

Dieu nous en préserve !

- Allah korusun!
- Nazar değmesin.

J'ai tué un dieu.

Bir tanrı öldürdüm.

Dieu est toujours bon.

Tanrı her zaman iyidir.

Ni Dieu, ni maître.

- Haç yoksa taht da yok.
- Emeksiz yemek olmaz!

- Ô Dieu, secourez-moi !
- Oh, mon Dieu, viens-moi en aide !

Tanrım, bana yardım et!

- Où as-tu été, bon Dieu !
- Où avez-vous été, bon Dieu !

Hangi cehennemdeydin?

- Dieu a un projet pour toi.
- Dieu a un projet pour vous.

- Tanrının sizin için bir planı var.
- Allah'ın senin için bir planı var.

- Fermez la bon Dieu de porte !
- Ferme la bon Dieu de porte !

Şu lanet kapıyı kapat!

« Oh mon Dieu, c'est magnifique.

"Aman Tanrım, çok havalı değil mi?"

Ils rendirent grâce à Dieu.

Onlar Allah'a şükrettiler.

Dieu, arme-nous de patience !

Ya rab, bize sabır ver!

Personne n'a jamais vu Dieu.

Şu ana kadar kimse Tanrıyı görmedi.

Dieu est dans les détails.

- Tanrı ayrıntıda gizlidir.
- Ayrıntı deyip geçme.

Tom croit-il en Dieu ?

Tom, Tanrı'ya inanır mı?

Mon Dieu qu'il est grossier !

Aman Allah'ım adam bayağı!

Mon Dieu, c'est si embarrassant !

Tanrım, bu çok utanç verici.

Pourquoi Dieu le permettrait-il ?

Tanrı neden buna izin verir?

Pourquoi Dieu ferais-je cela ?

Neden onu yapardım?

Que Dieu rase la Reine !

Tanrı, Kraliçe'yi tıraş etsin!

Dieu sait que c'est vrai.

Onun doğru olduğunu Allah biliyor.

Que Dieu sauve la Reine !

Tanrı Kraliçeyi korusun!

Il n'y a qu'un Dieu.

Sadece tek bir Tanrı vardır.

Mon Dieu, qu’est-il arrivé ?

Aman Allahım, ne oldu?

L'argent est le nouveau dieu.

Para yeni tanrıdır.

Je pense donc Dieu est.

- Düşünüyorum, öyleyse Tanrı var.
- Bence bu nedenle Tanrı var.

Dieu sait ce que c'était.

Buna ne olduğunu tanrı bilir.