Examples of using "Penser…" in a sentence and their turkish translations:
Düşünmek acı veriyor.
Bana ne düşünmem gerektiğini söyle.
Öyle düşünmeyi seviyorum.
Düşünmek değil çalışmak zorundasın.
Düşünme tarzını seviyorum.
Onu nasıl düşünebilirsin?
Olumlu düşün, olumlu konuş.
bir başkan düşünün
O öyle düşünüyor gibi görünüyor.
Bunu daha önce düşünmeliydim.
O, onun hakkında düşünmek istemiyordu.
Geleceğin hakkında düşünmelisin.
Bunun komik olduğunu düşünmelisin.
Bu bana seni hatırlatıyor.
Neden öyle bir şey düşünürdün?
Bu konuda düşünmemeye çalışın.
Başka bir şey düşünmeye çalış.
Tom neye inanacağını bilmiyordu.
"Sen iyi bir gitaristsin." "Olduğumu düşünmek istiyorum."
Aksi takdirde düşünce özgürlüğümüz,
- düşünmeye tahammülü yok'.
Düşünmeyi asla durdurmaz.
- Bana hatırlattığın için teşekkürler.
- Teşekkür ederim bana hatırlattığın için.
Geleceği düşünmeliyim.
Düşünme tarzın beni cezbediyor.
Ben onu düşünmeliydim.
Düşünmeyi bitirdim.
Onlar ne düşünüyorlardı?
Biz arkadaşları düşünmeliyiz.
- Ne düşünüyorsunuz?
- Sence?
- Ne dersin?
Bunun hakkında düşünmeyi bırakmak istiyorum.
Bu sadece kendini düşünmeden önce başkalarını düşünmesi gibi bir şey.
Ben asla senin hakkında düşünmekten vazgeçemem.
Ailenizi düşünmelisiniz.
Benim bir aptal olduğumu düşünmüş olmalısın.
- Ciddi olduğunu düşünmeye başlıyorum.
- Ciddi olduğunuzu düşünmeye başlıyorum.
Buradaki bazı insanların düşüncelerini tahmin edebiliyorum
- O konuda düşünmemeye çalışıyorum.
- Bununla ilgili düşünmemeye çalışıyorum.
Bunun hakkında düşünmek istemiyorum.
Tom gibi düşünmeyi öğrendim.
Emekli olmayı düşünmelisin.
Bu bana seni düşündürüyor.
Düşünmek için vaktin var.
Başka türlü düşünemiyorum.
Ben senin düşünme tarzını seviyorum.
Hakkında düşünecek işlerim vardı.
Bunu daha kısa sürede düşünmeliydim.
Olumlu biçimde düşünmeyi öğrenin.
Tom artık bunun hakkında düşünmek istemiyordu.
Çocuklarımı düşünmem lâzım.
O bana seni düşündürdü.
Onların dinlerini göz önünde bulundurmalısın.
Bunun hakkında ciddi olarak düşünmek zorundayız.
Tom'un düşünecek bir ailesi var.
Ben evlenme hakkında düşünüyordum.
Sanırım gelecek hakkında düşünmelisin.
Onun hakkında düşünerek zamanınızı israf etmeyin.
Sen gerçekten tuhaf olduğumu düşünmelisin.
Tom'u çok fazla düşünmemeye çalışıyorum.
Tam bir aptal olduğumu düşünüyor olmalısın.
Bu, tamamen yanlış.
Ve sonra ahtapot gibi düşünmeye başlaman gerekiyor.
O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.
Öyle düşünmeyi durduramıyorum.
Haklı olduğunu düşünmem gerekiyor.
Ben boşanma hakkında düşünüyordum.
Her şeyi düşünemem.
Senin hakkında düşünüyordum.
Onu birkaç gün düşünüp taşınayım.
Yakında onu düşünmeyi bırakacaksın.
Bunu düşünmek bile istemiyorum.
Bence bunu bir düşün.
Bu konuda düşünmek için bana bir dakika ver.
Onun hakkında düşünmeden edemiyorum.
Kendimi düşünmekten alamıyorum.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
Açıkça konuşmak gerekirse, senin düşünce biçimin demode.
düşünme şeklimizi değiştirecek bir şey oldu.
Farklı düşünme tarzlarımız var.
Hiçbir şey düşünemiyorum.
Bunu düşünemiyorum bile.
Senin öyle düşünmen doğaldır.
Sadece onun hakkında düşünmemeye çalışıyorum.
Bu mektubu postalamayı unutmamam gerekiyor.
Hey, bir dakika bekle, sen benim ne düşünüyor olduğumu düşünüyor musun?
Başka bir şey düşünebiliyor musun?
hiçbir şeyi düşünemeyecek.
gerçekten çirkin olduğumuzu düşünmeye başlarız.
Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.
Kimsenin düşünmediğini düşünmek için.
Boone Smith parsların zihniyetini incelemeyi seviyor.
O ne düşünüyordu?
Düşünmen için sana bir gün mühlet vereceğim.
Başka bir şey düşünüyor gibi görünüyorsunuz.