Examples of using "Parlaient" in a sentence and their turkish translations:
Onlar senin hakkında konuşuyorlardı.
Onlar hangi dili konuşuyorlardı?
Onlar Fransızca konuştular.
Romalılar, Latince konuştular.
- Kimin hakkında konuştular?
- Kimin hakkında konuşuyorlardı?
Yetişkinler kendi aralarında konuşuyordu.
Kanıt onun lehineydi.
Onlar Güney Lehçesi ile konuşuyorlardı.
Tom ve Mary Fransızca konuşuyordu.
Tom ve Maria Fransızca konuşmadı.
Tom ve Mary Fransızca konuşuyor muydu?
Birisi, “İngilizce bilmiyorlar,” dedi.
Onlar kim hakkında konuşuyor?
Başlangıçta, çok hızlı konuştukları zaman insanları zorlukla anlardım.
Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı, bu nedenle onların ne hakkında konuştuklarıyla ilgili hiçbir düşüncem yoktu.
Brezilya'daki üniversitede çok hoş polonyalı hanımlarla karşılaştım ve burada çok sempatik ve polonyaca konuşan insanlarla da karşılaştım.
Onların konuşması Çince olduğu için, tek kelime anlamadım.
Onların konuştuklarının çoğunu anlamadım.