Examples of using "Mienne" in a sentence and their turkish translations:
Bu ev benimdir.
Senin tahminin benimki kadar iyi.
Benimki hala bende.
Senin cevabın benimkinden farklıdır.
Benim değil.
savunmamda bana ilham verdi.
Benimkine ihtiyacım var.
Sorumluluk benimdir.
Bu araba benim.
Bu benim kendi makalem.
Bu saat benim.
Onun evi ve benimki bitişik.
El yazın benimkine benziyor.
Arabalardan hiçbiri benimki değil.
Son mektup benim.
Sanırım hata benim.
Şu ev benim değil.
- O benimki.
- Benim bu.
Onun karısı, benim bir arkadaşımdır.
Senin evin benimkinden daha hoş.
Senin fikrin benimkine benzer görünüyor.
Senin sandalyen benimki ile tamamen aynı.
Senin gitarın benimkinden daha iyi.
Onun arabası benimkine benziyor.
Ben onunum, o benim.
Senin fikrin benimkine benzerdir.
- Senin cevabın benimkinden farklı.
- Senin yanıtın benimkinden farklı.
Senin yerin mi yoksa benimki mi?
Senin yaşam felsefen benimkinden farklı.
Saatiniz benimkinden daha pahalıdır.
Fikriniz benimkinden tamamen farklı.
Hangisi benimki?
- Masanın üstündeki hesap makinesi benim.
- Masadaki hesap makinesi benim.
"Bu kimin sandalyesi?" "Benim."
Senin araban benimkinden daha pahalı.
Onun evi benimkinin karşısındadır.
Bu, Tom'un gömleği, benimki değil.
- Bu benim, değil mi?
- Bu benimki, değil mi?
Benimkini getirdim.
Benimkini istiyorum.
O hâlâ benim.
Onun düşüncesi benimkiyle aynıydı.
Benimki seninkinden daha büyük.
- O ev bana ait.
- O ev benim.
Bu cümle benim.
Seninki ile karşılaştırıldığında benim arabam küçük.
Şu evi görüyor musunuz? O benimki.
Benimkini kullanmak ister misin?
Senin hayat felsefen benimkinden farklı.
Kilise benim evimle seninki arasındadır.
Çatısı yeşil olan ev benim.
Bu Tom'un fikri değildi. O benimkiydi.
- O benimki.
- Benim bu.
Benimkinden daha uzak altı evde yaşar.
Bu ev benim, senin değil.
Eğer senin cevabın doğruysa bundan da şu sonuç çıkar ki benim ki yanlış.
Ve bu saydıklarımın hepsini
Sadece sen değil aynı zamanda ben de suçlanacaktım.
Onun evi benimkinden üç kat büyük.
Onun odası benimkinin iki katı kadar büyüktür.
Senin evin benimkinden üç kat daha büyük.
Benimkini ödünç aldı.
Benimki tamamen farklı.
Benimki kırmızı olan.
Benim değildi.
Hafızan benimki kadar iyi, sanırım.
Olaylara bakışımız tamamen farklı.
Ben onunum o da benim.
Senin fikrinle benimki arasında temel bir fark vardır.
Benimkini al.
Benimkini seviyor musun?
Tim'in motosikleti benimkinden çok daha pahalı.
Senin evinin ve benimkinin arasında orta noktada buluşalım.
Senin araban hızlı ama benimki daha hızlı.
Amcamın arabası benimkinden daha hızlı.
Tom'un yatak odası benimkinden çok daha büyük.
Masanın üzerinden uzandı ve elimi sıktı.
Sanırım bu bana ait.
Bunun benimki olduğunu düşündüm.
Benimki kadar güzel bir dil olabilir mi?
O benimki, onunki değil.
Dün bozulan onun arabasıydı, benim değil.
Silgini kullanabilir miyim? Benimkini kaybettim gibi görünüyor.
İtiraf etmeliyim, senin fikrin benimkinden daha iyiydi.
Benimki seninkinden daha iyi.
O benimki.
Ortadaki benim.
Bana büyük bir yapbozun parçasıymışım gibi hissettiriyor.
Senin saatin şekil ve renk olarak benimkine benziyor.
Onun denemesi benimkinden daha iyidir.
Onun bisikleti benimkinden daha iyi.
Bu arabaların hiçbiri benim değil.
Bu benim değil.
Benim yaptığım aynı hatayı yapma.
etmeyi unutmayın. Benim sesimin bulunmadığı sesli bölümler!
- Benimkine hâlâ sahibim.
- Benimki hâlâ duruyor.