Examples of using "Différente" in a sentence and their turkish translations:
oldukça farklı
O farklı.
Ben farklıyım.
Farklı bir fikrim var.
O farklı olmak istiyor.
Avustralya farklı değil.
Her sefer farklıydı.
Bu sefer farklı.
Bu sefer farklı olacak.
Bu başka bir şey.
Tamamen farklı bir konu için,
Değişik bir yapıya sahipler
Farklı bir yaklaşım öneriyorum.
Onun farklı olduğunu biliyordum.
Farklı bir damga var.
Tom bunu farklı bir şekilde görür.
O kopya, orijinalinden farklı.
Sen bir başkasın.
Bu sefer farklı değil.
Tom'un durumu farklı.
Tom'un durumu farklıydı.
Benim fikrim seninkinden oldukça farklı.
Neden şimdi kökten farklı bir toplantı?
Çünkü herkesin saati birbirinden farklı
- O, annesine benzemiyor.
- O annesi gibi bir şey değil.
Seninkinden farklı bir düşüncem var.
Saatim sizinkinden farklı.
O konuda farklı bir görüşüm var.
Benim fikrim sizinkinden farklıdır.
- Senin cevabın benimkinden farklı.
- Senin yanıtın benimkinden farklı.
Mary annesinden çok farklı.
Farklı renkte aynı şeyden var mı?
Cinselliğimi nasıl deneyimlediğim ciddi anlamda değişti.
Ancak bugün gerçeğin farklı olduğunu biliyorum.
Bizde ise durum birazcık farklı
Fikriniz benimkinden tamamen farklı.
Ben çok farklı görünüyorum.
- Benim görüşüm sizinkinden tamamen farklı.
- Benim görüşüm seninkinden tamamen farklı.
Bu farklıdır.
Her dil dünyayı farklı şekilde görür.
Senin hayat felsefen benimkinden farklı.
farklı fikirlere sahip insanlar için de.
Genel gürültüyü delip geçen bir frekansta çağrı yapıyorlar.
O her bakımdan kız kardeşinden farklıdır.
Biraz farklı bir fizikle mümkün olabilirdi
Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.
Sadece farklı olmak istiyorum.
Farklı görünmek istiyorum.
Bugün farklı hissediyorum.
Benimki tamamen farklı.
Farklı değilim.
Sen farklı değilsin.
kılıbık filminde ise bambaşka bir eleştiri vardı yine
Thame'deki okul ile Birleşik Devletler'deki okullar birbirinden çok farklı.
Bir şirketin yönetimi bir şirketin mülkiyetinden farklıdır.
Mary annesine benziyor ama onun kişiliği farklı.
Bazıları ruhaniliğin sofuluktan tamamen farklı olduğuna inanıyor.
Yaşamın farklı bir fikri ile buluştum.
her şeye rağmen Marmara Denizinde birazcık farklı bir durum var
Tabii ki yaşam tarzımız Amerika'dan farklı.
Herkes farklı bir şeye inanıyor ama sadece bir gerçek vardır.
Ben senin farklı olacağını düşündüm.
Farklı olmak istemiyorum.
Farklı bir tane deneyelim.
Bu yılın modası eski yılların modasından farklı.
Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.
Sözlük tanımı farklı.
Birleşik Devletler ve İngiltere'nin farklı işaret dilleri vardır. Meksika İşaret Dili de İspanyolca İşaret Dili'nden farklıdır.
Ben senden farklı değilim.
Benim fikrim seninkinden farklı.
iyi aile çocuğunda ise bambaşka bir eleştiri vardı
Bu fotoğrafta ise tamamen kıyafeti farklı olması dikkatleri üzerine çekiyor
Ülkemdeki yiyecek İspanya'nınkinden çok farklı değil.
Benim fikrim onunkinden farklıdır.
İki erkek kardeş görünümde oldukça farklı.
Tom'un görüşünün seninkilerden farklı olduğu bir sır değil.
O içtiğinde farklı bir kişi oluyor, bu yüzden onunla içki içmeyi sevmiyorum.
Gerçek biraz farklı olmasına rağmen düzenli görünmede çok iyiyim.
Sen aptal değilsin. Sen sadece farklısın.
Fakat Birleşik Devletler'de, çok sayıda çalışan, çok farklı bir gerçekle yüzleşiyor.
Bu kez farklı mı?
Başka biri oldum gibi hissediyorum.
Bu yaz doğduğum yeri ziyaret ettiğimde, şehri on yıl öncekinden farklı buldum.
Senin cevabın benimkinden farklıdır.
Aslında engelliyor fakat kadın yine bu sefer aynı saatte farklı bir bölgede farklı bir şekilde yine ölüyor
Benim düşüncem sizinkinden farklı.