Translation of "Ken" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Ken" in a sentence and their turkish translations:

- Ken baissa les bras.
- Ken baissa ses armes.
- Ken a baissé ses armes.
- Ken a baissé les bras.

Ken kollarını indirdi.

- Mes amis m'appellent Ken.
- Mes amies m'appellent Ken.

- Arkadaşlarım bana Ken diyorlar.
- Arkadaşlarım bana Ken derler.

- Ken l'a fait.
- Ken est arrivé à temps.

Onu Ken yaptı.

- Ravi de te connaître, Ken.
- Ravie de te connaître, Ken.
- Enchanté de te connaître, Ken.
- Enchantée de te connaître, Ken.

- Sizinle tanışmak hoştu, Ken.
- Tanıştığımıza memnun oldum, Ken.

Allons-y, Ken.

Gidelim, Ken.

Ken est heureux.

Ken mutlu.

Ken semble heureux.

Ken mutlu görünüyor.

Ken déshabillait Tom.

Ken, Tom'un kıyafetlerini çıkarıyordu.

Je crois Ken.

Ben Ken'e inanıyorum.

Ken te cherchait.

Ken seni arıyordu.

Ken vous cherche.

Ken sizi arıyor.

Ken méprise Tom.

Ken, Tom'u küçümsüyor.

- Ken veut un vélo.
- Ken désire avoir une bicyclette.

Ken, bir bisiklet istiyor.

- Mike et Ken sont amis.
- Mike et Ken sont copains.

- Mike ve Ken arkadaştırlar.
- Mike ve Ken arkadaşlar.

- Ken demanda après son père.
- Ken s'enquit de son père.

Ken, babası hakkında soruşturma yaptı.

Ken a une guitare.

Ken'in bir gitarı var.

Son nom est Ken.

Onun adı Ken.

J'ai voté pour Ken.

Ken için oy kullandım.

Ken a deux chats.

Ken'in iki kedisi var.

J'ai rencontré Ken hier.

- Dün Ken'le karşılaştım.
- Dün Ken ile buluştum.

Ken a déshabillé Tom.

Ken, Tom'u soydu.

Que fait Ken maintenant ?

- Ken şu anda ne yapıyor?
- Ken şimdi ne yapıyor?

Ken cria à l'aide.

Ken yardım için bağırdı.

Ken ne courait pas.

Ken koşmuyodu.

Ken sait bien nager.

Ken yüzmede iyidir.

Ken s'assit à mes côtés.

Ken yanıma oturdu.

Tom se moque de Ken.

Tom Ken ile alay ediyor.

Je fais confiance à Ken.

- Ken'e güveniyorum.
- Ken' e güveniyorum.

Ils s'appellent Tom et Ken.

Onların isimleri Tom ve Ken'dir.

Ken est un leader né.

Kent doğuştan liderdir.

Ken est arrivé à Kyoto.

Ken Kyoto'ya vardı.

Ken a rêvé de Tom.

Ken, Tom'u hayal etti.

Bonjour, je m'appelle Ken Saitou.

Merhaba, benim adım Ken Saitou.

Ken attend l'arrivée du train.

Ken trenin gelişini bekliyor.

Ken marchait avec des béquilles.

Ken koltuk değnekleriyle yürüdü.

Ken m'a battu aux échecs.

- Ken beni satrançta yendi.
- Ken satrançta beni yendi.

Ken aime faire du camping.

Ken kamp yapmayı sever.

Ken désire améliorer son anglais.

Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.

Fais attention aux pickpockets, Ken.

- Yankesicilere karşı uyanık ol Ken.
- Yankesicilere karşı uyuma Ken.
- Yankesicilere karşı gözün açık olsun Ken.

Mike et Ken sont amis.

Mike ve Ken arkadaşlar.

J'ai rencontré Ken au parc.

Parkta Ken'le karşılaştım.

J'ai prêté l'enregistrement à Ken.

Plağı Ken'e verdim.

Ken est trop occupé pour venir.

Ken gelmek için çok meşgul.

Ken est aussi grand que Bill.

Ken Bill kadar uzun boylu.

J'ai donné ma voix à Ken.

Oyumu Ken'e verdim.

J'ai invité Ken, Bill et Yumi.

Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.

Ken est plus vieux que Seiko.

Ken Seiko'dan daha yaşlı.

Ken aura 15 ans l'année prochaine.

Ken gelecek yıl on beş olacak.

Ken me téléphone tous les jours.

Ken her gün beni arar.

Ken est plus petit que Tom.

Ken, Tom'dan daha küçüktür.

Ken a conduit Tom à l'hôpital.

Ken, Tom'u arabayla hastaneye götürdü.

Ken a l'air d'une personne sympathique.

Ken dost canlısı bir kişi olarak görünüyor.

Ken joue-t-il au tennis ?

- Ken tenis oynuyor mu?
- Ken tenis oynar mı?

Ken court plus vite que toi.

Ken senden daha hızlı koşar.

C'est aujourd'hui que Ken se marie.

Ken'in evleneceği gün bugün.

Ken parle comme s'il savait tout.

Ken her şeyi biliyormuş gibi konuşur.

J'ai demandé à Ken de m'aider.

Ken'in bana yardımcı olmasını rica ettim.

J'ai rendu le sac à Ken.

Çantayı Ken'e geri verdim.

Ken bondit par-dessus le mur.

Ken duvarın üzerinden atladı.

Ken attend que le train arrive.

Ken trenin gelişini bekliyor.

Tom adressa la parole à Ken.

Tom, Ken'e hitap etti.

Ken et son frère se ressemblent beaucoup.

Ken ve onun erkek kardeşi çok benzerler.

Le chien de Ken est très gros.

Ken'in köpeği çok iri.

« À qui est ce pantalon ? » « À Ken. »

"Bu pantolon kimin?" "Ken'in"

Ken n'a toujours pas lavé la voiture.

Ken hâlâ arabayı yıkamadı.

Ken joue au foot tous les jours.

Ken her gün futbol oynuyor.

Il est beaucoup plus âgé que Ken.

O, Ken'den çok daha yaşlı.

Ken a sauté par-dessus le mur.

Ken duvarın üzerinden atladı.

Ken ordonna à son chien d'attendre là.

Ken köpeğine orada beklemesini söyledi.

Ken était-il à la maison hier ?

Ken dün evde miydi?

Ken a plus de livres que toi.

Ken'in senden daha fazla kitabı vardır.

Ken n’a pas plus de dix livres.

Ken'in en fazla on kitabı vardır.

Ken a mis sa chemise à l'envers.

Ken gömleğini ters giymişti.

L'oncle Ken a un grand élevage avicole.

- Ken'in amcasının büyük bir tavuk çiftliği var.
- Ken'in amcası büyük bir tavuk çiftliğine sahip.

Ken veut être un joueur de baseball.

Ken bir beyzbol oyuncusu olmak istiyor.

Ken semble avoir attrapé un terrible rhume.

Ken korkunç bir soğuk algınlığı olmuş gibi görünüyor.

Ken a embrassé la fiancée de Tom.

Ken Tom'un kız arkadaşını öptü.

Tom et Ken sont copains comme cochons.

Tom ve Ken, bir kapsüldeki bezelyeler gibidirler.

- Qui court le plus vite, Ken ou Tony ?
- Qui court le plus vite, de Ken ou de Tony ?

- Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?
- Ken veya Tony'den hangisi daha hızlı koşar.

Ken est allé au parc pour rencontrer Yumi.

Ken Yumi'yi karşılamak için parka gitti.

Ken n'est pas passé ici depuis ce matin.

Ken bu sabahtan beri burada bulunmadı.

Ken a beaucoup plus de livres que toi.

Ken'in senden çok daha fazla kitabı var.

Ken a pris le mauvais bus par erreur.

Ken kazara yanlış otobüse bindi.

Ken se plaignit d'avoir mal à la tête.

Ken bir baş ağrısından şikayetçi.

Ken a pour habitude de se lever tôt.

Ken erken kalkmayı bir kural olarak benimsiyor.

Ken va partir aux États-unis fin juillet.

- Ken, temmuz ayı sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.
- Ken, temmuz ayının sonunda Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor.