Translation of "Juge" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Juge" in a sentence and their turkish translations:

- Personne ne vous juge.
- Personne ne te juge.

Seni kimse yargılayamaz.

Tom est juge.

Tom bir yargıçtır.

Des décisions du juge,

hakim aleyhlerine karar vermiş olsa bile

- Je n'aimerais pas faire juge.
- Je ne voudrais pas être juge.

Hakim olmak istemezdim.

Il décida de devenir juge.

O bir avukat olmaya karar verdi.

Je n'aimerais pas faire juge.

Bir yargıç olmak istemiyorum.

Le public est le meilleur juge.

Halk en iyi yargıçtır.

Le juge l'a condamné à mort.

Yargıç onu ölüme mahkûm etti.

Le prisonnier fut amené devant un juge.

Tutuklu, bir hakim huzuruna çıkarıldı.

Le criminel implora la clémence du juge.

Suçlu merhamet için yargıca yalvardı.

Ne juge pas quelqu'un sur son apparence.

İnsanları görünüşlerine göre yargılamayın.

« Juge, j'ai réalisé que c'était de ma faute

"Hakim hanım benim suçum olduğunu anladım,

Ne juge pas un homme à ses habits.

- Bir insanı dış görünüşüyle yargılama.
- İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanırlar.

- Ne me jugez pas.
- Ne me juge pas.

Beni yargılama.

À ce procès, le juge est très respecté.

Bu davada yargıç çok saygındır.

Le juge l'a condamné à un an d'emprisonnement.

Yargıç onu 1 yıl hapse mahkûm etti.

On juge souvent les filles sur leur séduction.

Kızlar genellikle ne kadar çekici olduklarıyla değerlendirilirler?

Ne juge pas une personne sur son apparence.

Birini görünüşüne göre yargılama.

Il doit aller voir un juge, obtenir un mandat

bir hakime gitmeli, izin almalı,

Un juge a fixé une caution de 500 dollars.

bir hakim 500 dolar kefalet belirledi.

Dans cette affaire le juge ne fut pas juste.

Davadaki hakim adil değildi.

Portez ce vieux whisky au juge blond qui fume.

- Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- Pijamalı hasta yağız şoföre çabucak güvendi.

- Ne juge pas quelqu'un sur son apparence.
- Ne jugez pas les gens sur l'apparence.
- Ne juge pas les gens sur l'apparence.

İnsanları görünüşle yargılama.

Un très bon exemple est lorsque j'étais une jeune juge --

Buna çok iyi bir örnek anım var; genç bir hakimken

- Ne me jugez pas trop sévèrement !
- Ne me juge pas trop sévèrement !
- Ne me jugez pas trop durement !
- Ne me juge pas trop durement !

Beni çok kaba şekilde yargılama.

Si on en juge par son accent, il doit être d'Osaka.

Aksanına bakılırsa, o Osaka'lı olmalı.

Le juge à la retraite rendait régulièrement visite à des prostituées.

Emekli hakim, düzenli olarak fahişeleri ziyaret ederdi.

Mais comment un gouverneur de district et un juge ont tout changé

ama bir kaymakam ve bir hakim her şeyi nasıl değiştirmişti

Le défenseur pria le juge de prendre en considération l'âge de l'accusé.

Avukat yargıca suçlananların yaşlarını göz önünde tutmasını rica etti.

Le divorce a finalement été prononcé ce matin au bureau du juge.

Boşanma avukatın ofisinde bu sabah sona ermiştir.

Un juge pareil devrait quitter son travail avant l'âge de la retraite.

Böyle bir yargıç emeklilik yaşından önce işinden emekli olması gerekir.

Nous verrons ce que le juge a à dire à ce sujet.

Hakimin onun hakkında ne söylemek zorunda olduğunu göreceğiz.

Je vous juge autant que vous pensez être en train de me juger.

Senin beni yargıladığını düşündüğün kadar ben de seni yargılıyorum.

Et majeurs , le juge dit également que l'épouse des médias occidentaux Assad fille

bankalarında finansal analist olarak çalışmasının en iyisi, Batılı medyanın eşi Esad kızı

- L'habit ne fait pas le moine.
- Ne jugez pas un livre à sa couverture.
- Ne juge pas un livre sur sa couverture.
- Ne juge pas un livre à sa couverture.

- İnsanı dış görünüşüne göre yargılamayın.
- Bir kitabı kapağına göre yorumlama.

Ce n'était pas un vrai juge et un gouverneur de district, tout le monde le pensait

gerçek hakim ve kaymakam değildi sadece herkes öyle zannediyordu

Le juge a demandé à l'accusé s'il connaissait la différence entre dire la vérité et dire un mensonge.

Hakim sanığa doğruyu söyleme ve yalan söyleme arasındaki farkı bilip bilmediğini sordu.

Le juge a déclaré que l'accusé restera en prison jusqu'à ce qu'il trouve l'argent pour payer toutes ses amendes.

Hakim, sanığın bütün para cezalarını ödeyecek parayı bulana kadar hapiste kalacağını söyledi.