Translation of "Immense" in Turkish

0.040 sec.

Examples of using "Immense" in a sentence and their turkish translations:

C'est une opportunité immense.

Çok büyük bir fırsat.

C'est un immense soulagement.

Bu büyük bir rahatlama.

C'est un immense problème sociétal

Bu muazzam bir toplumsal sorun ve

Ce fut un immense succès.

Çok büyük bir başarıydı.

La Voie Lactée est immense.

Samanyolu çok büyük.

Sa charge de travail était immense,

İş yükü

- Tom est énorme.
- Tom est immense.

Tom çok iri.

La Chine est un immense pays.

Çin büyük bir ülkedir.

Tom habite dans une immense maison.

Tom büyük bir evde yaşıyor.

La jungle débouche sur cette immense étendue.

Bakın, orman bizi bu büyük açıklığa getirdi.

Ont généré un immense besoin d'innovation rapide.

yenilik için muazzam ve acil bir ihtiyaca yol açtı.

Cette immense table occupe toute la pièce.

Bu kocaman masa tüm odayı işgal ediyor.

Et elle a vu cette immense tête loufoque

Sonra bu koca şapşal suratı görmüş

Face à une montagne aussi immense à gravir.

bana ne kadar yararlı olacaklarını bilmek istedim.

Dans un monde qui me paraissait trop immense.

ifade edemememi hatırladım.

Je suis entré en possession d'une immense fortune.

Büyük bir mirasa kondum.

C'était presque trop tard. Mais avec une immense habileté,

Neredeyse çok geçti. Ancak muazzam bir beceriyle,

Il a légué une immense fortune à ses enfants.

Çocuklarına çok büyük bir servet bıraktı.

La pièce de théâtre a été un immense succès.

- O oyun çok büyük bir başarı elde etti.
- O oyun büyük bir başarıydı.

Les femmes et les filles sont une source immense de possibilités.

kadınlar ve kızlar müthiş bir çözüm ihtimali.

Il s'avère qu'ils ont un impact immense sur les récifs coralliens.

Görünüşe göre dev midyelerin mercan resifleri üstünde büyük etkisi var.

Elle a perdu de vue son ami dans la foule immense.

Muazzam kalabalıkta arkadaşını gözden kaybetti.

Notre équipe est rentrée à la maison après une immense victoire.

Takımımız büyük bir zaferden sonra yuvaya döndü.

Exerçant là une influence immense sur les cœurs et les esprits de l'avenir.

kalp ve beyinlere çok büyük etki yapacak emsalsiz gücünü alkışlarız.

Les passagers dormaient dans leurs cabines lorsque le navire percuta un immense iceberg.

Gemi büyük bir buzdağına çarptığında yolcular kamaralarında uyuyorlardı.

Et à leur grande surprise, ils ont découvert le site d'une immense salle après l'autre.

Ve şaşırtıcı bir şekilde, birbiri ardına devasa bir salonun yerini keşfettiler.

Un tremblement de terre, 8,9 à l'échelle Richter, frappe le Japon et cause un immense tsunami.

- Richter ölçeğine göre 8.9 büyüklüğünde bir deprem Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye neden oldu.
- Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu.