Examples of using "Flotte" in a sentence and their turkish translations:
- Tahta yüzer.
- Ahşap yüzer.
Buz neden yüzer?
Bir taş yüzmez.
Mücadele mi edelim, yüzelim mi?
- Yağ yüzeye çıkar.
- Yağ suyun üstüne çıkar.
Yüzüyor ama batmıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor.
Ahşap yüzer, ancak demir batar.
Bir beyaz bulut, mavi gökyüzünde yüzüyor.
Son birkaç yıldır bir filo okyanus dronu
Üstünde yüzüp orada varlığını hissediyorum.
Bir elma suda yüzer ama bir armut yüzmez.
Beyaz bir bulut mavi yaz gökyüzünde yüzüyordu.
O kısma doğru yaylandık, hidratize sebzelerle dolu paketi aldık
Yağın özelliklerinden biri suda yüzmemesidir.
Petrolün suda yüzdüğünü bilmiyor muydun?
filom zaten Basra Körfezi'ne yelken açmıştı.
bu yer kabuğu o akışkan olan magmanın üzerinde bildiğimiz yüzüyor
Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,