Examples of using "Donne" in a sentence and their turkish translations:
Ver!
Onu onlara ver.
Bana biraz ver.
Bana bir öpücük ver.
Terlikleri bana ver! Hey! Onları bana ver!
Kulağa nasıl geliyor?
Onları ona ver.
Onu ona verin.
Zırhı bana ver.
Bana su ver.
Beni öp.
Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
Bana paranı ver.
- Bana kitabı ver.
- Bana kitabı verin.
Bana onun yarısını verin.
Onu hemen bana ver.
Bana bir ipucu ver.
- Bana detayları ver.
- Bana ayrıntıları ver.
- Bana birkaç tane ver.
- Bana biraz ver.
Anahtarları bana ver.
Kitabı ona ver.
Bana gözlüğümü ver.
Elini ver bana.
Bana bir portakal ver.
O çantayı bana ver.
Ona tavsiyede bulun.
Elini ver bana.
Aşk kanatlandırır.
Ona zaman ver.
Bana kemerini ver.
Bana defteri ver.
Bana paramı ver.
Bana bir iş ver.
Bana içecek bir şey ver.
Ona bir sandalye ver.
Bana saatini ver.
Bana kaşık verin.
Bana bir saat ver.
Bana on dakika ver.
Bana o süpürgeyi uzat.
Onlara bu resmi ver.
Ona bu resmi ver.
Onlara diski ver.
Ona bir içki ver.
Bana biraz su ver.
Bana bir öpücük ver!
Bana anahtarı ver.
Ben söz veriyorum.
Bana bir elma ver.
Bana kılıcımı verin.
Bana zeytinyağı ver.
Kılıcını bana ver.
Kulaklıkları bana ver.
Bana bir dakika ver.
İnek bize süt verir.
Onu bana ver.
Dilencilere hep bir şeyler veririm.
Bana bir öpücük ver.
Onu sana vermemin nedeni bu.
Bir örnek vereyim.
çok büyük cezalar veriyor
Sana bir kitap veriyorum.
Bana boş bir sayfa kağıt verin.
Tom'a bir öpücük ver.
Onu ona verme.
O bana ders veriyor.
Bana iyi bir sebep göster.
Sana bir fırsat veriyorum.
Bana son bir cevap ver.
Bir inek bize süt verir.
Bunu bana verme!
Bana da biraz süt ver.
Bana kırmızı bir kalem verin.
Bu bana bir fikir veriyor.
Şimdi bana listeyi ver.
Sadece bana bir şans ver.
Bana fenerini ver.
O bana bir fikir veriyor.
Onlara istediklerini ver.
O bize para verir.
Onları ona verme.
Haydi! Bana bir şans ver.
Bana ikinci bir şans ver.
O beni korkutuyor.
Bu kitabı Tom'a ver.
İspanyolca dersleri veriyorum.
Bana bir alternatif ver.
Tom'a biraz su ver.
Bana küçük bir öpücük ver.