Examples of using "Employé" in a sentence and their turkish translations:
Tom iyi bir işçidir.
O bir banka memurudur.
O bir büro elemanıdır.
Ben bir banka memuruyum.
Onun babası bir banka memuru.
Bay Norton ile çalışmak keyiflidir.
Biz henüz herhangi bir çalışanı işten çıkarmadık.
Tom şirketimizdeki en iyi işçidir.
okulda yabancı dil görmek zaman kaybı.''
O, hâlâ şirketin kadrosunda.
Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
Fransız bir avukat tarafından bana iş verildi.
- Para iyi bir şekilde kullanıldı.
- Para değerlendirildi.
Bir işçi veya meslektaş, öğretmen veya öğrencisiniz.
Her patronun kedine ait favori çalışanı vardır.
"Teori" kelimesi genellikle yanlış kullanılır.
O soruyu her yeni çalışana soruyor musun?
Ben sadece sıradan bir ofis çalışanıyım.
Ben sadece düz eski bir ofis çalışanıyım.
Onu hayli nitelikli bir çalışan olarak düşünüyorlar.
Onlar benim onların en iyi işçisi olduğumu söyledi.
Dil farklı şekillerde kullanılabilir.
Bununla birlikte dijital çağın bütün o enerjisini,
Hiç kimse bunun ne için kullanıldığını biliyor gibi görünmüyor.
O, bir ofis çalışanından daha fazlası değil.
İlk başta ıstakoz avlamak için de yengeç yönteminin aynısını kullandı.
O, zeki olmasa da çalışkan bir işçidir.
Ben bir banka memuruyum.
Kocasını izlemek için bir özel dedektif kiraladı.
- O bir inşaat işçisi.
- O bir amele.
O bir yakınlaştırma lensi kullandı.
Onlar gerçek serum kullandı.
Bir kırgın işçinin bombayı koyan kişi olduğunu düşünüyoruz.
Bilim adamları hesaplamalarını yapmak için bir IBM ana çerçeve bilgisayarı kullandı.
Ben hayal gücümü kullandım.
Dil çeşitli şekillerde kullanılabilir.
18 Haziran'da Niigata şehir akvaryumunda, bir çalışan tarafından yapılan bir hata yüzünden 7000 balık öldü.
O tereyağ yerine margarin kullandı.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.