Translation of "D'arrêter" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "D'arrêter" in a sentence and their turkish translations:

J'essaie d'arrêter.

Ben bırakmaya çalışıyorum.

Je dis d'arrêter.

Dur, diyorum.

J'essaye d'arrêter de fumer.

Sigara içmeyi bırakmaya çalışıyorum.

- Vous feriez mieux d'arrêter de fumer.
- Tu ferais mieux d'arrêter de fumer.

Sigarayı içmeyi bıraksan iyi olur.

- Que diriez-vous d'arrêter pour aujourd'hui ?
- Que dirais-tu d'arrêter pour aujourd'hui ?

Paydos edelim mi?

Il est temps d'arrêter d'essayer

İnsan olma durumunun

Il essaie d'arrêter de fumer.

Sigara içmekten vazgeçmeye çalışıyor.

Il décida d'arrêter de fumer.

Sigarayı bırakmaya karar verdi.

J'essayais juste d'arrêter le combat.

- Kavgayı ayırmaya çalışıyordum sadece.
- Kavgayı durdurmaya çalışıyordum yalnızca.

Elle décida d'arrêter de fumer.

O sigarayı bırakmaya karar verdi.

Je lui ai dit d'arrêter.

- Ona durmasını söyledim.
- Durmasını söyledim.

C'est dur d'arrêter de fumer.

Sigarayı bırakmak zordur.

- Je lui ai conseillé d'arrêter de fumer.
- Je lui conseillai d'arrêter de fumer.

Ona sigaradan vazgeçmesini tavsiye ettim.

- Elle lui conseilla d'arrêter de boire.
- Elle lui a conseillé d'arrêter de boire.

O ona içmekten vazgeçmesini tavsiye etti.

- Elle lui conseilla d'arrêter de fumer.
- Elle lui a conseillé d'arrêter de fumer.

O ona sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

- Il lui conseilla d'arrêter de boire.
- Il lui a conseillé d'arrêter de boire.

Ona onun tarafından içmeyi bırakması tavsiye edildi.

- Il lui a conseillé d'arrêter de fumer.
- Il lui conseilla d'arrêter de fumer.

Sigarayı bırakması için ona onun tarafından nasihat edildi.

Aux femmes, d'arrêter d'être en colère.

Kadınlara sinirli olmamaları söyleniyor.

Il est difficile d'arrêter de fumer.

Sigarayı bırakmak zordur.

J'ai convaincu Yoko d'arrêter de fumer.

Yoko'yu sigarayı bırakması için ikna ettim.

Je te conseille d'arrêter de fumer.

Sigarayı bırakmanı tavsiye ediyorum.

J'ai décidé d'arrêter d'écrire en anglais.

Ben İngilizce yazmayı durdurmaya karar verdim.

Tom a décidé d'arrêter de fumer.

Tom sigarayı bırakmaya karar verdi.

Mon père essaye d'arrêter de boire.

Babam içki içmekten kaçınmaya çalışıyor.

Tu as décidé d'arrêter de fumer.

Sigarayı bırakmaya karar verdiniz.

Bob essaie souvent d'arrêter de fumer.

Bob sık sık sigarayı bırakmak için çalışır.

Je savais qu'il était temps d'arrêter.

Durdurma vaktinin geldiğini biliyordum.

Tu ferais mieux d'arrêter de fumer.

Sigarayı içmeyi bıraksan iyi olur.

- Elle lui a conseillé d'arrêter de travailler autant.
- Elle lui conseilla d'arrêter de travailler autant.

O, ona çok fazla çalışmayı durdurmasını tavsiye etti.

- Le frein a pour fonction d'arrêter la voiture.
- La fonction du frein est d'arrêter la voiture.

Frenin işlevi arabayı durdurmaktır.

- J'ai demandé à Tom d'arrêter de faire ça.
- J'ai demandé à Tom d'arrêter de le faire.

Tom'dan onu yapmayı kesmesini istemiştim.

Son médecin lui conseilla d'arrêter de fumer.

- Doktoru ona sigarayı bırakmasını tavsiye etti.
- Doktoru ona sigarayı bırakması tavsiyesinde bulundu.

Le médecin l'a persuadé d'arrêter de fumer.

Doktor sigarayı bırakması için onu ikna etti.

Mon médecin m'a conseillé d'arrêter de fumer.

Doktorum sigarayı bırakmamı tavsiye etti.

Il a eu raison d'arrêter de fumer.

O, sigarayı bırakmakta haklıydı.

Il lui est impossible d'arrêter de fumer.

Sigarayı bırakmak onun için olanaksızdır.

Mon médecin m'a dit d'arrêter de fumer.

Doktorum sigara içmeyi bırakmamı söyledi.

L'instituteur leur dit d'arrêter de se battre.

Öğretmen onlara kavgayı durdurmalarını söyledi.

Quand as-tu l'intention d'arrêter de fumer ?

Sigarayı ne zaman bırakmayı tasarlıyorsun?

- J'essaye de stopper Tom.
- J'essaye d'arrêter Tom.

- Tom'u durdurmaya çalışıyorum.
- Tom'u durdurmayı deniyorum.

Il n'était pas nécessaire d'arrêter un taxi.

Bir taksi durdurmaya ihtiyaç yoktu.

Tu ferais mieux d'arrêter de fumer immédiatement.

Derhal sigarayı bıraksan iyi olur.

Il lui a conseillé d'arrêter de fumer.

Ona onun tarafından sigarayı bırakması tavsiye edildi.

Maintenant, je vous demande d'arrêter d'imaginer tout ça

Şimdi, hayal etmeyi durdumanızı istiyorum

Rend les gens plus susceptibles d'arrêter de fumer,

sigarayı bıraktırmayı, egzersize başlamayı

C'est difficile pour mon père d'arrêter de boire.

Babamın içki içmekten vazgeçmesi zordur.

Il est temps d'arrêter de regarder la télévision.

Televizyon izlemeyi kesmenin zamanıdır.

Tom a dit à Mary d'arrêter de manger.

Tom Mary'ye yemeyi durdurmasını söyledi.

Elle a pris la résolution d'arrêter de fumer.

O sigarayı bırakmaya kesin karar verdi.

J'ai décidé d'arrêter de porter des sous-vêtements.

Ben iç çamaşırı giymeye son verme kararı aldım.

Il a tenté, en vain, d'arrêter de fumer.

Boş yere sigarayı bırakmayı denedi.

Marie a pris la résolution d'arrêter de fumer.

Mary sigarayı bırakmaya karar verdi.

Tom n'a pas la volonté d'arrêter de fumer.

Tom'un sigarayı bırakmak için irade gücü yok.

N'importe quel docteur vous dirait d'arrêter de fumer.

Herhangi bir doktor size sigarayı brakmanızı söylerdi.

Il a pris la résolution d'arrêter de fumer.

O, sigara içmeyi bırakmak için karar verdi.

Le docteur lui a conseillé d'arrêter de travailler autant.

Doktor ona çok fazla çalışmayı bırakmasını önerdi.

Il essaya d'arrêter de fumer, mais ce fut inutile.

O sigarayı bırakmaya çalıştı ama nafile.

Un officier de police m'a dit d'arrêter la voiture.

Bir polis memuru arabayı durdurmamı söyledi.

Mon médecin m'a conseillé d'arrêter de prendre ce médicament.

Doktorum bana bu ilacı almayı bırakmamı önerdi.

Elle lui a conseillé d'arrêter de prendre ce médicament.

O ona o ilacı almayı durdurmasını tavsiye etti.

Essaie d'arrêter le courant d'eau en tournant la valve.

Vanayı çevirerek su akışını kontrol etmeye çalış.

- Continuez jusqu'à ce que je vous dise d'arrêter, s'il vous plaît.
- Continue jusqu'à ce que je te dise d'arrêter, s'il te plaît.

Lütfen durmanı söyleyene kadar devam et.

Le médecin a conseillé à mon père d'arrêter de fumer.

Doktor, babama sigarayı bırakmasını tavsiye etti.

Le médecin a dit à M. Smith d'arrêter de fumer.

Doktor Bay Smith'e sigarayı bırakmasını söyledi.

Je pense qu'il est temps pour moi d'arrêter pour aujourd'hui.

Sanırım mola vermemin zamanıdır.

- Elle lui recommanda d'arrêter de fumer, mais il refusait de l'écouter.
- Elle lui a recommandé d'arrêter de fumer, mais il a refusé de l'écouter.

O ona sigaradan vazgeçmesini tavsiye etti fakat o onu dinlemezdi.

Pendant la guerre, l'Amérique a essayé d'arrêter le commerce avec l'Angleterre.

Abd savaş sırasında İngiltere ile olan ticareti durdurmayı denedi.

- Je lui ai dit d'arrêter.
- Je lui ai dit de cesser.

Ona durmasını söyledim.

J'aimerais disposer de la volonté d'arrêter de manger de la malbouffe.

Keşke abur cubur yemeyi durdurmak için irade gücüm olsa.

- Elle lui a dit d'arrêter.
- Elle lui a dit de cesser.

O, ona durmasını söyledi.

- Le médecin a dit à Tom d'arrêter de manger de la nourriture pour chien.
- Le docteur a dit à Tom d'arrêter de manger de la nourriture pour chien.
- Le médecin a demandé à Tom d'arrêter de manger de la nourriture pour chien.
- Le docteur a demandé à Tom d'arrêter de manger de la nourriture pour chien.

Doktor Tom'a köpek maması yemeyi durdurmasını söyledi.

Il a essayé d'arrêter de fumer plusieurs fois mais il a échoué.

O birkaç kez sigarayı bırakmak için çalıştı, ancak başarısız oldu.

À plusieurs reprises, elle a essayé d'arrêter de fumer, mais en vain.

Birçok kez sigarayı bırakmaya çalıştı ama boşuna.

D'arrêter de penser qu'il y a un état de bien-être magnifique et parfait

ulaşmamız gereken güzel, mükemmel bir iyilik durumu olduğunu

Les gens peuvent choisir de se mettre à aimer mais ne peuvent choisir d'arrêter.

İnsanlar sevmeye başlamayı seçebilirler ama durdurmayı seçemezler.

Je me déteste de ne pas avoir la volonté d'arrêter de manger des cochonneries.

Ivır zıvır yiyecek yemekten vazgeçmek için irade gücüne sahip olmadığım için kendimden nefret ediyorum.

Et Berthier faisait partie de ceux qui tentaient de persuader Napoléon d'arrêter l'avancée à Smolensk.

ve Berthier, Napolyon'u Smolensk'teki ilerlemeyi durdurmaya ikna etmeye çalışanlar arasındaydı.

- Il a exprimé sa volonté d'arrêter la cigarette.
- Il a affirmé vouloir arrêter la cigarette.

O, sigarayı bırakmak için söz verdi.

- Je ne peux pas lui demander d'arrêter.
- Je ne peux pas lui demander de démissionner.

Ben onun istifa etmesini isteyemem.

Chaque fois que le prix des cigarettes augmente, beaucoup de gens essayent d'arrêter de fumer.

Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.

La femme promit de faire un régime, d'arrêter de fumer et de faire des exercices physiques.

Kadın diyet yapacağına, sigarayı bırakacağına ve fiziksel egzersiz yapacağına söz verdi.

- Elle lui a recommandé d'arrêter de prendre ce médicament mais il avait le sentiment qu'il en avait besoin.
- Elle lui recommanda d'arrêter de prendre ce médicament mais il avait le sentiment qu'il en avait besoin.

O ona o ilacı almayı durdurmasını tavsiye etti fakat o ihtiyacı olduğunu düşünüyordu.

- Je ne t'ai jamais dit d'arrêter.
- Je ne t'ai jamais dit de démissionner.
- Je ne vous ai jamais dit d'arrêter.
- Je ne vous ai jamais dit de démissionner.
- Je ne t'ai jamais dit d'abandonner.
- Je ne vous ai jamais dit d'abandonner.

Asla sana gitmeni söylemedim.

- S'il te plaît, arrête.
- S'il vous plaît, arrêtez.
- Arrêtez, s'il vous plaît.
- Arrête, s'il te plaît.
- Veuillez arrêter.
- Merci d'arrêter.

Lütfen dur.

Les gens peuvent se mettre à aimer lorsqu'ils le veulent mais ils n'ont pas de choix lorsqu'il s'agit d'arrêter d'aimer.

İnsanlar seçtiklerinde sevmeye başlayabilir ama biten sevgi geldiğinde seçenekleri yoktur.

- Tu devrais cesser de fumer.
- Tu devrais arrêter de fumer.
- Tu ferais mieux d'arrêter de fumer.
- Vous devriez arrêter de fumer.

Sigarayı bırakmakmalısın.