Examples of using "Contraire" in a sentence and their turkish translations:
kırmızı ise etmeyenleri.
Tam tersidir.
Hayır, ne yazık ki; aksine.
Bu kurallara aykırıdır.
- O tersini yaptı.
- Aksini yaptı.
Bu, kanuna aykırı.
Uyanmak, uykuya dalmanın zıt anlamlısıdır.
- Aksi de doğru.
- Tersi de doğru.
Veriler tersini söylüyor.
Başka türlü ima etmek istemedim.
Sanırım onları haksız çıkardık.
Uzmanlık ise tersini söyler.
Bu tam aksine bir Şaman adetidir
Bunun aksini söyleyen bir kuram yoktur
Karşıt kanıtım yok.
Hızlı, yavaşın zıddıdır.
Bana tam tersini söyledi!
- Uygunsuzun karşıt anlamlısı uygundur.
- Uygunsuzun zıt anlamlısı uygundur.
Ben aksini iddia etmiyorum.
Onu kimse reddedemez.
Zengin olmak, yoksul olmanın karşıtıdır.
"Bilinen" "bilinmeyen"in karşıtıdır.
Ama benzemiyorsa, kovuldunuz.
Onun cevabı beklentilerimizin aksineydi.
- Bu inkâr edilemez.
- Bu yadsınamaz.
Sonuç onun beklentilerine aykırıydı.
Aksine bir şey söyleyemem.
Benim düşüncem sizinkinin aksinedir.
Benim düşüncem seninkinin aksinedir.
Evet aksini ispatlayamıyoruz.Doğrudur
Gemi güçlü rüzgara karşı yavaş ilerledi.
Onun yaptığı yasalara aykırıdır.
Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.
Çocukların sünneti etik değildir.
Ama umudu iptal etmek, inandığımız her şeye aykırıydı.
O, yasalara aykırıdır.
"Bitirdin mi?" "Tam tersine, henüz başlamadım bile."
Hatta bazen bütün kadınlar depresyonda gibi görünüyor.
Aksine çocuklarınızı sizden daha çok düşünüyoruz
Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.
Bu kurallara aykırıdır.
"Bitirdin mi?" "Aksine. Başlamadım bile."
"Bitirdin mi?" "Aksine, henüz başladım."
Bu ahlak dışı olur.
- O sevdiğini söylese bile Tom gerçekten Mary'yi sevmiyor.
- Tom sevdiğini söylemesine rağmen gerçekten Mary'yi sevmiyor.
Yoksa başına bela olabilir.
Bu mesaj hareketin ihtiyacı olan son şey.
Fakat bu durumda aksini ispatlayamıyoruz
Pekala... Park Chung-Hee'nin tersiydi.
O dürüst ve çalışkandır ama erkek kardeşi bunların tam aksidir.
Dünya beni uzaklaştırmadı, yakınına çekti.
aslında bilinenin tersine bir durum var ortada
bölgesi kentsel yok olma senaryosunda yalnız olmayacak. Aksine,
O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
"Yaptınız mı?" "Tam tersine, yeni başlıyoruz"
Aksine devlete götürseler aslında çok daha büyük paralar alacaklardı
Onların sana söyledikleri şey dün bana söylediklerinin tam tersi.
O, istediğimin tersini yaptı.
Jack'in müzikte iyi olmadığı doğru değil, aksine, o piyanoyu iyi çalar.
Bu resim çirkin görünmüyor, aksine bu resmin oldukça güzel olduğunu düşünüyorum.
Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.
Arabada 16 yaşından küçük bir çocuk varken sigara içmek yasaya aykırıdır.
Takeo'nun sınavı geçtiğini ve Kunio'nun da başarısız olduğunu düşünüyordum ama sonuç tam aksine çıktı.
Ben gençken kafamda bir sürü saçım vardı ve göğsümde hiç. Şimdi tam tersi.
Ölüm yaşamın zıddı değildir: biz ölümümüzü ölerek geçirmezken hayatımızı yaşayarak geçiririz.
Dün gece hava çok soğuktu, bu yüzden dışarıya çıkmadık, evde kaldık.
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
İnsanın gerçekten yapmak istemediği bir sürü istekleri vardır, ve aksini düşünmek bir yanlış anlama olurdu.O onların istekler kalmasını ister, onların sadece onun hayalinde değeri vardır; Onların yapılması ona karşı daha şiddetli bir hayal kırıklığı olurdu. Böyle bir istek sonsuz hayat için istektir.Eğer onlar yerine getirilse, insan sonsuza kadar yaşamaktan tamamen usanırdı ve ölümü isterdi.
Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.