Examples of using "Réveiller" in a sentence and their turkish translations:
Git ve Tom'u uyandır.
Uyanmak zorundasın.
Git ve onu uyandır.
Git ve Mary'yi uyandır.
Tom'u uyandırmaya git.
Beni uyandırman gerekirdi.
Tom'u uyandırmalıyım.
- Uyanman gerekiyor.
- Uyanmalısın.
Uyanmak zorundayız.
Onlar beni uyandırmayı unuttular.
- Seni uyandırmak istemedim.
- Sizi uyandırmak istemedim.
Seni uyandırmak istemedim.
Tom'u kendim uyandırmak istiyorum.
Tom, Mary'yi uyandırmaya çalışıyor.
Uyanmak, uykuya dalmanın zıt anlamlısıdır.
Erken kalkmak zorundaydım.
Erken kalkmalıyım.
Beni uyandırmak zorunda değildin.
Gürültü bebeği uyandıracak.
Bebeği uyandırmaya korkuyordu.
Tom, Mary'yi uyandıramadı.
Günaydın. Uyanma vakti.
Tom'u uyandırsam iyi olur.
- Asla fazla uyumam.
- Asla uyuyakalmam.
Uyanma vakti.
Seni uyandırmak istemedim.
Gerçek şu ki ben bu devi uyandırmaya çalışıyorum
Yarın sabah beni uyandırmayı unutmamalısın.
Komşularımı uyandırmak istemiyorum.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
Günaydın, Kalkma zamanı.
Çocukları uyandırmak istemiyorum.
Yarın sabah yedide beni uyandırabilir misin?
Yarın 7:00'de beni uyandırabilir misin?
Onu uyandırma korkusuyla kımıldamadık.
Seni uyandırmam zor olacak.
Tom çok erken kalkmak istemedi.
Sessiz ol yoksa bebek uyanacak.
Sessiz ol yoksa bebek uyanacak.
Her şeyi oluruna bırak.
O, benim onu altıda uyandırmamı istedi.
Uyuyan bir kediyi uyandırmamalıyız.
Onun zamanında uyanma sorunu var.
Soğuk sabahlarda erkenden kalkmak bana zor gelir.
Seni saat kaçta uyandırmam gerekiyor?
Bebeği uyandırmamak için hareketsiz bir biçimde orada oturuyor.
Bebeği uyandırma korkusuyla oturmaya devam etti.
Fazla bağırmayın, komşuları uyandıracaksınız!
Uyuyan yılanı uyandırmak iyi değildir.
Git Tom'u uyandır ve ona kahvaltının hazır olduğunu söyle.
İçeri geldiğin zaman beni uyandırmasan iyi olur.
Annemin beni dörtte uyandırmasını istedim.
Hayallerinizi gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır.
Lütfen biri beni 2.30'da uyandırabilir mi?
Tom Mary'den onu saat altıda uyandırmasını istedi.
Annemden beni saat dörtte uyandırmasını istedim.
Ben uyumaya gidiyorum, çünkü yarın erken kalkmak zorundayım.
Kral uyuyor ver onun uyandırılmasına müsaade edemeyiz.
Biz düşük sesle konuştuk bu yüzden bebeği uyandırmadık.
Canım, saat 11.00'de iş için beni uyandırmayı unutma.
Senden bizi zamanında uyandırmanı bekliyoruz bu yüzden uykuya dalma.
Lütfen yarın sabah beni yedide uyandırmayı unutma lütfen.
Lütfen yarın sabah altıda beni uyandırmayı ihmal etme.
Bebek uyanmasın diye parmak ucumda yürüdüm.
Eşine sabah yedide kendisini uyandırmasını hatırlattı.
Lütfen altıda beni uyandır.
Sabah 4:00'te beni uyandırmak için zahmet etmeyin. Yarın balık tutmaya gitmeyi planlamıyorum.
Bunu bana kaç kez daha söyleyeceksin? Seni kaç kere uyandırmaya çalıştığımı biliyor musun?
Soğuk sabahlarda erken kalkmayı zor bulurum.
Meseleyi kurcalamamalıyız.