Examples of using "Contraint" in a sentence and their turkish translations:
Onu yapmak zorundayım.
Ben istifa etmek zorunda kaldım.
Yalan söylemek zorunda bırakıldım.
Bir şarkı söylemem için beni zorladılar.
Beni konuşma yapmaya zorladı.
Yeni bir daireyi döşeme büyük masraflar yüklemektedir.
Tom avukatıyla konuşmalı.
- Bir sonraki otobüsü yirmi dakika beklemek zorunda kaldım.
- Bir sonraki otobüsü mecburen yirmi dakika bekledim.
- Bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.
İlaç almak zorunda kaldım.
soktu : görevinden istifa etmek zorunda kaldı ve 6 hafta hapis yattı.
Bunun yerine zorla emekliye ayrıldı ve polis gözetimi altına alındı.
Bir sonraki yıl Wellington'un Salamanca'daki zaferi Soult'u Sevilla'daki sarayını terk etmeye
Oturması için onu zorladı.
Ebeveynlerim beni oraya gönderdi.