Examples of using "Continuer" in a sentence and their turkish translations:
Devam etmeliyim.
devam edelim böyle!
Devam edeyim.
Devam edebiliriz.
Devam eder misin?
Devam edeyim mi?
Devam etmeli miyim?
Devam etmeli miyiz?
Böyle devam edemezsin.
Bensiz devam etmelisin.
uzaktan uzağa ekolojinin devam edebilmesi için
Gösteri devam etmeli.
- Denemeye devam etmeliyim.
- Denemeye devam etmem gerekiyor.
- Denemeye devam etmek zorundayım.
Oyunlar devam etmeli.
Devam etmeliyiz.
Sen eğitime devam etmelisin.
Yürümeye devam edebilir misin?
Böyle devam edemem.
Kavga etmeye devam etmelisin.
Pekâlâ, enkaza doğru mu gitmek istiyorsunuz?
Baleye devam etmeliydim.
Tom Mary'nin devam etmesini bekledi.
Hareket etmeye devam etmek zorundayız.
Devam edemeyecek kadar çok yorgundum.
Devam etmem gerekir mi?
Umarım, o devam edebilir.
Gülümsemeye devam edeceğiz.
Hareket etmeye devam etmem gerekiyor.
Tom devam edemez.
Tom olmadan devam edemiyorlar.
Daha fazla yürüyemeyecek kadar yorgundum.
Tamam, burada yapılacaklar için iki seçeneğimiz var.
Böyle devam edemem.
Bu tartışmaya yarın devam etmek istiyorum.
Onların önünde kalabilir miyiz?
Burada çalışmaya devam etmek istiyorum.
Ben sadece çalışmaya devam etmek zorundayım.
Bununla devam edemem.
Çok çalışmayı sürdürmek zorundayız.
Bu konuda çalışmaya devam etmek zorundayız.
Bunu yapmaya devam etmek istiyorum.
Biz bunu yapmaya devam edemeyiz.
Buraya kadar geldim artık, o yüzden devam edeceğim.
10:00'a kadar çalışmaya devam edecek misin?
bizim sessizliğimizin izin verdiğini anladım.
nasıl tıpkı eski biçimde yaşamaya devam ederdik ki?
bu çamuru silip yola devam edebiliriz.
katkı sağlamaya devam edecek yeni nesil uygulamalar geliştireceğiz.
yok edip yuvalarına taşıyabilirler.
Onunla yaşamaya devam etmek istiyorum.
Çalışmaya devam edemeyecek kadar yorgundum.
Gerçekten ...
Tom'suz devam edemez.
Belki bakmayı sürdürmeliyiz.
Devam etmek için sebep olmadığını anlıyorum.
Devam etmek için bir tuşa basın.
Bu güzel havanın devam edeceğini umuyorum.
Ben senin işine devam etmeyeceğim.
Umarım bu güzel hava devam eder.
Biz Tom olmadan geçinemeyiz.
- Böyle devam edemez.
- Bu şekilde devam edemez.
- Bu böyle devam edemez.
Bunu kendi başına yapmaya devam edemezsin.
Sen benimle böyle konuşmaya devam edemezsin.
Kaskı çıkaralım. Harekete geçeceğim. Bu taraftan.
Sindirilmiş bir şekilde hayatlarına devam etmeye çalışıyor
ben üzerinde kan almak istemiyoruz
Daha ileri yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
O, çalışmaya devam edemeyecek kadar çok yorgundu.
Yorgunluktan artık yürümeye hâli kalmamıştı.
Kendimizi kandırmaya devam edemeyiz.
Bunu daha uzun süre devam ettiremeyiz.
Bunu yapmaya devam edemezsin, Tom.
Haklısın. Yaşamaya devam etmek zorundayım.
Burs çalışmalarıma devam etmemi mümkün kıldı.
Hayatta kalmak istiyorsun, değil mi?
Ona yalan söylemeyi sürdüremedim.
Kendini bu şekilde cezalandırmaya devam edemezsin.
Ben biliyorum, onlar biliyor. Bunu niye gereksiz yere uzatayım?
Ben bunu yapmaya devam edemem.
Devam etmekten başka seçeneğimiz yok.
Bu ne kadar devam edecek?
Bana bir çocuk gibi davranmayı sürdüremezsin.
Bu madeni keşfetmeye devam etmek isterseniz "Yeniden Dene"yi seçin.
Yaşadığımız sürece çalışmaya devam etmeliyiz.
Sorunu görmezden gelmeye devam edemem.
Görmemezlikten gelmeye devam edemem.
Onlarla konuşmaya devam etmek niyetinde değilim.
Bir ara verelim! Daha fazla devam edemem.
Tom'a mücadeleye devam etmesini söyledim.
- Artık onu beklemenin faydası yok.
- Artık onu beklemenin hiçbir faydası yok.
Denemeye devam edecek gücüm yok.
O, onun elinden geldiği kadar sıkı dövüşmeye devam ettiğini izledi.
Şu anda geri dönüşü olmayan noktadayız. Kararlıyız!
Hâlâ bu madenden geçebileceğinize inanıyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.
O, senin babana yazmaya devam etmemi istedi.
Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.