Translation of "Citadine" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Citadine" in a sentence and their turkish translations:

- Tu n'es pas citadine, si ?
- Vous n'êtes pas citadine, si ?

Sen bir şehir kızı değilsin, değil mi?

- Je suis citadin.
- Je suis citadine.

Ben bir kent sakiniyim.

Il souligna les aspects pratiques de la vie citadine.

Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.

Il n'est toujours pas habitué à la vie citadine.

Şehir hayatına hiç alışamadı.

L'activité et l'affairement de la vie citadine me manquent.

Şehir hayatının koşuşturmasını özledim.

- La vie à la campagne est très tranquille comparée à la vie en ville.
- La vie campagnarde est très paisible en comparaison de la vie citadine.

Kır yaşamı,şehir yaşamıyla karşılaştırıldığında çok huzurludur.