Examples of using "Manquent" in a sentence and their turkish translations:
Onların fonları bitti.
Arkadaşlarımı özlüyorum.
Onları özledim.
Ailemi özlüyorum.
Onun öpücüklerini özlüyorum.
Gerçekten onları özlüyorum.
Onları çok özlüyor olmalısın.
Bazı kedilerde kuyruklar yok.
eski terk edilmiş kasabalara gireceğiz.
- Ben gerçekten ailemi çok özlüyorum.
- Gerçekten anne ve babamı çok özlüyorum.
Arkadaşlarımı kesinlikle özleyeceğim.
Bagajım kayıp.
Çocuklarını özlüyor musun?
Ailemi ve ülkemi özlüyorum.
Ailemi ve arkadaşlarımı özlüyorum.
Duygularımı tanımlayacak kelimeleri bulamıyorum.
Şehir hayatının koşuşturmasını özledim.
Üç kişi hâlâ kayıp.
Erkeklerle eşit olmaya çalışan kadınlar hırstan yoksundur.
Boşlukları doldurun.
Bitkiler susuz ölürler.
İnsanoğlu çoğunlukla kendi hatalarına ve başarısızlıklarına karşı iç görüden yoksundur.
Onların bir ideali sabahları kalkmak için bir sebepleri yok.
Irak limanlarının yoksunluğu ve seyrüsefer çarkını
Ne balık, ne balinalar, ne zürafalar, ne filler
Birçok kişi hâlâ kayıp.
Aktörler ve politikacılar bir fotoğraf çekiminden asla vazgeçmezler.
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- Ne desem boş.
- Ne desek boş.
- Kelimeler konusunda ne yapacağımı bilmiyorum.
- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
- Söyleyecek söz bulamıyorum.
Ne söyleyeceğimi şaşırdım.