Examples of using "Brune" in a sentence and their turkish translations:
Brune.
Brune. Sérurier.
Annie esmer ve Madeleine sarışındır.
Muz kahverengi ve lapa gibiydi.
Onun vücudu kahverengi kürkle kaplıydı.
Ania kahverengi ama Magdalena sarı saça sahip.
Akşam partisinde güzel bir esmerle tanıştı.
General Brune'de, ardından İsviçre'de Masséna'da oldukça etkili bir genelkurmay başkanı olarak görev yaptı