Translation of "Banane" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Banane" in a sentence and their turkish translations:

Cette banane est pourrie.

Bu muz çürümüş.

Je mange une banane.

Muz yiyorum.

Une banane est jaune.

Bir muz sarıdır.

La banane s'est abîmée.

Muz bozuldu.

Je suis une banane.

Ben bir muzum.

Millie mange une banane.

Millie bir muz yiyor.

J'ai mangé une banane.

Ben bir muz yedim.

Tom mange une banane.

Tom bir muz yiyor.

Cette banane est jaune.

Bu muz sarıdır.

Une banane, c'est délicieux.

Bir muz lezzetlidir.

- Je suis en train de manger une banane.
- Je mange une banane.

- Ben bir muz yiyorum.
- Bir muz yiyorum.
- Muz yiyorum.

- Comme dessert, je prends une banane.
- En dessert, je prends une banane.

Tatlı olarak muz alırım.

Je vais manger une banane.

Ben bir muz yiyeceğim.

Tom donna une banane à Mary.

Tom Mary'ye bir muz uzattı.

La banane était brune et molle.

Muz kahverengi ve lapa gibiydi.

- Il a glissé sur une pelure de banane.
- Il a glissé sur une peau de banane.

O bir muz kabuğunda kaydı.

Est-ce que tu voudrais une banane ?

Muz ister misin?

L'enfant nourrissait le singe avec la banane.

Çocuk maymunu muzla besliyordu.

Je ne veux pas manger cette banane.

O muzu yemek istemiyorum.

Nous vivons dans un univers peau de banane

Bir muz kabuğu evreninde yaşıyoruz

C'est moi en train de manger une banane.

- Muz yerken çekilmişim.
- Bu benim, muz yerken.

Je suis en train de manger une banane.

Muz yiyorum.

As-tu déjà glissé sur une pelure de banane ?

Sen hiç muz kabuğunda kaydın mı?

Tom mange-t-il une pomme ou une banane?

Tom elma mı yiyor yoksa muz mu?

Une banane verte n'est pas assez mûre pour être mangée.

Yeşil bir muz, yenecek kadar olgun değildir.

Sa tante mange-t-elle une pomme ou une banane ?

Onun teyzesi bir elma mı yoksa bir muz mu yiyor?

Je n'ai jamais donné de banane à manger à mon chien.

Köpeğimi asla bir muzla beslemedim.

Un environnement propice à la croissance de la banane, le réchauffement climatique fait

Dört adı verilen bir hastalığın kurbanı olmasına neden oluyor.

Une banane tombée d'une chauve-souris infectée. C'était un fugitif de la destruction des forêts en

. Çin'deki ormanların yok edilmesinden kaçmıştı

La présence de toute banane à la surface de la terre. Quant au miel, nous ne le trouverons pas du tout dans un

şey. Bala gelince, yakın gelecekte onu hiç bulamayacağız

Mon petit-déjeuner se compose généralement de café au lait, d'un morceau de pain avec de la confiture, d'une petite banane, d'un morceau d'orange et de prunes séchées.

Benim kahvaltım genellikle sütlü kahve, bir parça ekmek ve reçel, küçük bir muz, bir dilim portakal ve birkaç kurutulmuş erikten oluşur.