Translation of "Connu" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Connu" in a sentence and their turkish translations:

Pas encore connu

henüz bilinmemekte

L'écrivain nous est connu.

Yazar bizim için çok iyi biliniyor.

Son nom m'est connu.

Onun adı bana tanıdık geliyor.

J'ai bien connu Tom.

Tom'u iyi tanırım.

Tom souhaitait être connu.

Tom ünlü olmak istiyordu.

- Tom disait qu'il avait connu Marie.
- Tom dit avoir connu Marie.

Tom, Mary'yi tanıdığını söyledi.

A connu une fin glorieuse,

görkemli bir sonla karşılaştı,

Nous avons connu trois guerres.

Biz üç savaş gördük.

C'est un type assez connu.

O oldukça büyük bir adam.

Il est connu de tous.

O herkese tanıdıktır.

Ce doit être connu ainsi.

Bu böyle bilinmeli.

J'ai connu des jours meilleurs.

Daha iyi günler biliyorum.

Je l'ai connu en France.

Onunla Fransa'da tanıştım.

Son nom devenait largement connu.

Onun adı yaygın olarak biliniyordu.

M. Hashimoto est connu de tous.

Bay Hashimoto herkes tarafından bilinir.

Elle a connu de meilleurs jours.

O daha iyi günler gördü.

Il est plus connu que Taro.

O, Taro'dan daha ünlüdür.

- Tom est célèbre.
- Tom est connu.

Tom ünlü.

Je n’ai jamais vraiment connu Tom.

Gerçekten Tom'u tanımıyordum.

Ils ont connu des jours meilleurs.

Onlar daha iyi günler gördü.

C'est le plus vieux tour connu.

Bu, kitaptaki en eski hile.

- Je suis connu.
- Je suis connue.

Ben ünlüyüm.

Tom n'a jamais connu son père.

Tom babasını hiç tanımadı.

Tom n'a jamais connu ses parents.

Tom anne babasını hiç bilmiyordu.

« Connu » est le contraire de « inconnu ».

"Bilinen" "bilinmeyen"in karşıtıdır.

Tom est un chanteur bien connu.

Tom tanınmış bir şarkıcı.

Tom est un écrivain mondialement connu.

Tom dünyaca ünlü bir yazar.

- Il est connu pour être un grand peintre.
- Il est connu comme un grand peintre.

O, büyük bir ressam olarak bilinir.

- Le connaissiez-vous bien ?
- Le connaissais-tu bien ?
- L'as-tu bien connu ?
- L'avez-vous bien connu ?

Onu iyi tanır mıydınız?

Si vous avez déjà connu cette situation

Birine bir şey öğretmeye çalıştığınız

Ont connu un développement économique si spectaculaire,

ekonomik kalkınmada çok iyi performans göstermesinin temel nedeni

Franklin était connu pour son bon sens.

Franklin sağduyusu ile biliniyordu.

L'inventeur est connu dans le monde entier.

Mucit tüm dünyada bilinir.

Un architecte connu a construit cette maison.

Ünlü bir mimar bu evi inşa etti.

Il est bien connu dans notre pays.

O, ülkemizde iyi tanınmıştır.

Tom est connu comme le loup blanc.

Tom iyi tanınmış ve kötü şöhretlidir.

Il est connu dans le pays entier.

O, tüm ülkede bilinir.

Dan était connu pour expulser des locataires.

Dan'in kiracıları tahliye ettireceği biliniyordu.

Il est connu dans le monde entier.

Dünyaca tanınmış biri.

Je n'ai jamais vraiment connu mon père.

Babamı gerçekten tanımıyordum

Tom était bien connu dans la communauté.

Tom toplulukta iyi tanınmıştı.

Comment a-t-il connu mon nom ?

Adımı nasıl bildi?

- Tu es connu.
- Tu es connue.
- Vous êtes connu.
- Vous êtes connus.
- Vous êtes connue.
- Vous êtes connues.

Sen ünlüsün.

Le lac Towada est connu pour sa beauté.

Towada Gölü güzelliği ile ünlüdür.

Le docteur est connu de chacun au village.

- Doktor köyde herkes tarafından tanınıyor.
- Doktoru köyde herkes bilir.

Le nom du pianiste est connu de tous.

Piyanistin adı herkesçe biliniyor.

Combien de temps avez-vous connu Mme Smith ?

Ne kadar süredir Bayan Smith'i tanımaktasın?

Son nom est connu dans tout le pays.

Onun adı tüm ülke çapında bilinir.

Le roi Salomon était connu pour sa sagesse.

Kral Süleyman, bilgeliğiyle bilinirdi.

Son nom est connu dans le monde entier.

Onun ismi tüm dünyada bilinir.

Le mobile du meurtre n'est pas encore connu.

Cinayetin nedeni henüz bilinmiyor.

Si j'avais connu ton mél, je t'aurais écrit.

E-posta adresini bilseydim, yazardım.

Le Japon est connu pour ces paysages pittoresques.

Japonya, doğal manzaraları ile ünlüdür.

Un autre test très connu était celui du crayon,

Yaygın bilinen başka bir test ise, kalem testiydi.

Parce qu'il y a quelque chose de mal connu

orada çünkü yanlış bilinen bir şey var

Populairement connu sous le nom de contrôle de mission.

Halk arasında Görev Kontrolü olarak bilinir.

J'ai connu un vrai soulagement une semaine plus tard.

Bir hafta sonra büyük bir rahatlama yaşadım.

Kyoto est connu pour ses autels et ses temples.

Kyoto, türbe ve tapınaklarıyla ünlüdür.

Tom me rappelle un garçon que j’ai connu autrefois.

Tom bana tanıdığım bir çocuğu hatırlatıyor.

Ce scientifique est connu autant chez lui qu'à l'étranger.

- Bilimci hem yurt içinde hem de yurt dışında ünlüdür.
- Bilim adamı hem yurt içinde hem de yurt dışında ünlüdür.

Son nom est connu à travers le monde entier.

Onun adı tüm Dünyada bilinir.

Son nom est connu de tous dans notre ville.

Adı kasabamızdaki herkes tarafından bilinir.

Ce médicament est connu pour ses vertus curatrices miraculeuses.

Bu ilaç, mucizevi iyileştirici güçleriyle bilinir.

- Je le connais de nom.
- Son nom m'est connu.

Ben onu ismen tanıyorum.

Il est connu en tant que chanteur de rock.

O, bir rock şarkıcısı olarak tanınır.

L'année dernière a connu d'importants changements politiques au Japon.

Japonya geçen yıl büyük bir politik değişim gördü.

Yidir est un artiste connu dans le monde entier.

Yidir evrensel bir sanatçı.

Il était un poète connu et un diplomate compétent.

O ünlü bir şair ve yetenekli bir diplomattı.

Son nom est connu de tous dans cette région.

Onun adı bu çevrede herkesçe bilinir.

S'il avait connu la vérité, il me l'aurait dite.

Gerçeği bilseydi, bana söylerdi.

Nous avons connu un été très chaud cette année.

Bu yıl çok sıcak bir yaz geçirdik.

Il a connu une jolie brune à la soirée.

Akşam partisinde güzel bir esmerle tanıştı.

Il s'agit d'un phénomène déjà connu chez certains oiseaux.

Bir takım kuşlarda gerçekleştiği bilinmekte olan bir olgu söz konusudur.

Mon nom est connu de tous dans mon école.

Benim adım okulumdaki herkesçe bilinir.

Son nom est connu de tous dans ce pays.

Onun adı bu ülke genelinde biliniyor.

Le père de Tom est un violoniste bien connu.

Tom'un babası tanınmış bir kemancı.

Ils avaient également connu presque deux fois plus d'événements cardiaques,

Ayrıca kardiyak vaka oranı neredeyse iki katına çıktı,

Parce qu'être une femme est tout ce qu'elle a connu.

Ne de olsa kadın olmak da onun bildiği tek şeydir.

Le téléphone postal était connu comme un télégramme, mais l'original

Posta telefon telgraf olarak biliniyordu fakat orijinali

Il n'était pas très connu, mais Da Vinci est toujours

Çok tanınmış biri değildi ama Da Vinci hala

La famille a connu des heures difficiles après la guerre.

Aile, savaştan sonra zor günler geçirdi.

J'ai un ami dont le père est un pianiste connu.

Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.

Son nom est connu de tous dans ce pays-ci.

Adı bu ülkedeki herkesçe bilinir.

Il n'y pas de chanteur plus connu au Japon qu'elle.

Japonya'da onun kadar sevilen başka hiçbir şarkıcı yok.

Manhattan est le quartier le plus connu de New York.

Manhattan New York'ta en iyi bilinen ilçedir.

Dan était connu pour avoir des armes de forte puissance.

Dan'ın yüksek güçlü silahlara sahip olduğu biliniyordu.

Pierre le Cruel est également connu comme Pierre le Justicier.

Zalim Peter, Adil Peter olarak da bilinir.

Le problème est connu de tous mais personne n'en parle.

Problem herkes tarafından biliniyor ama kimse onun hakkında konuşmuyor.

Plusieurs fois plus que ce que nous avons connu en 2008

2008'de yaşadığımız krizden katlarca kez fazla

Cette carte montre plusieurs pays qui ont connu une croissance significative

Bu harita, kalıcı bakım kurumlarının

Si elle avait connu les résultats, elle en aurait été choquée.

O, sonuçları bilseydi şok olurdu.

Cet acteur de Kabuki est très connu parmi ces jeunes gens.

O Kabuki aktörü genç insanlar arasında çok iyi bilinir.

Pendant ce voyage j'ai connu plusieurs individus intéressants et très aimables.

Bu gezi sırasında birkaç ilginç ve çok nazik kişiyle tanıştım.

Comment oses-tu parler d'amour, toi qui n'as pas connu Lola ?

Lola'yı hiç bilmeyen sen, nasıl aşktan konuşmaya cüret ediyorsun?