Examples of using "Jolie" in a sentence and their turkish translations:
Sen güzelsin.
Güzel elbise.
Ne şirin bir bebek!
Sen güzelsin.
Çok güzel bir kadın!
Ne sevimli!
Keşke güzel olsam.
Ne sevimli bir kız!
Ben güzel miyim?
Ne güzel bir resim!
Kızın çok hoş.
O güzel kız kim?
Ne kadar tatlı bir kız çocuğu!
Lucifera Vampirella sevimlidir.
O ev güzel görünüyor.
O güzel bir kız mı?
Çok sevimlisin.
Beni güzel buluyor musun?
O gerçekten güzel.
O biraz güzel.
O, hoş görünen bir çaydanlık!
O çok güzel.
O inkar edilemez biçimde güzel.
Mary kısmen çekici.
Kız kardeşim güzeldir.
Bu gül güzel.
O güzel bir kızdır.
O güzel bir elbise.
O kız güzel görünümlü.
O bana güzel bir oyuncak bebek verdi.
O güzel bir kız ile evlendi.
Çok tatlı olduğumu düşünüyordum.
bir çöpçünün sevimli bir hikayesi
Senin elbisen çok hoş.
Mary şirin. Jane de.
Mike'ın güzel bir raketi var.
O, gerçekten güzel görünüyor.
Şu kız çok güzel.
Çok hoş hissediyorum.
Onun güzel bir bebeği var.
Bu güzel kız kim?
Onun kızı çok güzel.
O zeki ve iyi görünümlü.
Mary güzel değil mi?
Bu ev çok iyi.
Onun güzel olduğunu biliyorum.
O güzel bir kız gördü.
O güzel görünümlü kızı tanıyor musunuz?
Güzel görünmek istiyorum!
Ben güzel değilim.
Viyana güzel bir şehirdir.
Güzel bir kızsın.
Şu saat çok hoş.
Güzel
Onun çok iyi bir figürü var.
Mary ikisinden daha hoş olanıdır.
Giydiğin güzel bir elbisedir.
Jill, hoş olduğu kadar zekidir de.
Ondan daha az güzel değilsin.
Yokohama güzel bir liman şehridir.
Mary çok güzel bir kız.
Ne güzel bir çiçek!
Benim memleketim çok güzeldir.
O, o elbisenin içinde hoş görünüyor.
Hoş bir garson bize hizmet etti.
O, bana hoş bir kravat buldu.
Benim çok güzel bir kız arkadaşım var.
Ev küçük ama güzel.
Bir çim alan oldukça güzel olabilir
Yeni elbisen çok güzel.
Ne güzel bir kız!
Uzaktan bakınca, o tatlı.
Bence güzelsin.
Sandra büyüdüğünde güzel bir kadın oldu.
Annem benim için güzel bir bebek aldı.
O güzel kız benim kız kardeşim.
Ryoko'nun sevimli küçük bir yüzü var.
O, bana güzel bir elbise yaptı.
Tom kesinlikle hoş bir araba sürer.
Ben Mary'den daha güzelim.
Kyoto son derece güzel bir şehirdir.
Mary'nin çok sevimli olduğunu duydum.
"Oh! Çok hoş görünüyorsun, çok güzelsin,"
O, kız kardeşi kadar hoştur.
Gittikçe güzelleşiyor.
O, çok güzel bir kız ile evlendi.
Sevimli olan bir kızı var.
Kızların en güzeli kimdir?
Zirveden görüntü çok güzel.
Mary kız kardeşi kadar güzel.
Mary kız kardeşinden daha güzel.
Nara, sakin ve güzel bir şehir.
Kız kardeşim çok güzel bir kız.