Examples of using "Battre" in a sentence and their turkish translations:
Onu yenebilir misin?
Onlar dövüşecek mi?
resmen birbirimizi dövmek için
Dövüşmek zorundayım.
ve reytinglerde rekor üzerine rekor kırıyor
Bizler için mücadele ediyor
Kavga etmek istedim.
Ben dövüşmekten nefret ederim.
Ben dövüşeceğim.
şimdiye kadar düşünmedikleri bir güçle mücadele etmezsek
Onu yenmek imkansız.
Beni yenebileceğini düşünüyor musun?
Kalbim atmayı bıraktı.
Kavga etmeye devam etmelisin.
- Ben mücadeleye hazırım.
- Ben kavgaya hazırım.
birlikte iklim değişikliğine karşı savaşmalı,
Kalbi atmayı bırakıyor.
O, kavgayı sevmez.
Kalbim atmaya başladı.
Hiç kimse dövüşmek istemiyor.
- Kimse beni yenemez.
- Kimse bana dayak atamaz.
Dövüş hiçbir şeyi halletmez.
Dövüşmeden önce konuşalım.
Belki beni yenebilirsin.
savaşmaya başladık
ve Napolyon'u savaşmaya çağırdı.
O, çok kolay tenifi.
Sana nasıl dövüşeceğini öğretebilirim.
Savaşmak istemiyorum.
- Hiç kimsenin canı müdahale etmek istemiyor.
- Kimsenin kavga edesi yok.
Beni dövemezsin.
Bana dövüşmeyi öğretebilir misin?
Dövüşmeye hazırız.
Kalbim atmayı bıraktı.
Bu nedenle mücadele etmeliyiz.
Hiç kimse onun rekorunu kıramaz.
Geri çekilmeliyiz.
Tom kızına vurmaya başladı.
Tom oğluna vurmaya başladı.
Bazıları savaşmak için isteksiz.
O, kalbinin hızlı attığını hissetti.
Sami, Leyla'yı dövmeye başladı.
Sami ve Leyla kavga etmeyi bıraktılar.
Seninle kavga etmek istemiyorum.
Ben dövüşmeye hazır değilim.
Bu savaşmak için yeterli bir sebep.
bu ordu düşmanı nasıl yenebilir?
Benim kalbim hızlı çarpmaya başladı.
Onun kalbinin hızlı çarptığını hissettim.
Savaşmak istiyorum.
Öğretmen onlara kavgayı durdurmalarını söyledi.
Savaşmaktan korkmuyorum.
Demokrasimiz için mücadele etmeliyiz.
Biz geri çekilmemeliyiz.
Biz mücadele ediyoruz.
Düşmanı yenmek için birleşmemiz gerekir.
Onlar savaşamayacak kadar çok yorgunlardı.
Mücadele olmadan ondan vazgeçemez.
Hiç kavga ediyor musunuz?
Demir tavında dövülür.
Sanırım Tom'un rekorunu kırabilirim.
Bu kıtanın batmasına izin verdik.
Dinle, dövüşmek istemiyorum.
Tom seni yenecek.
Çarpışmam kolay olmayacak.
O, genç kızların kalplerini çarptırıyor.
Yaralı olmalarına rağmen, onlar savaşmaya devam ettiler.
Ben dövüşmekten nefret ederim.
Koşan adam yine dövüşebilir.
İnsanların kavga ettiğini görmek hoşuma gitmiyor.
Bu girişmeyeceğim bir mücadele. Aşağı ineceğiz.
Ama kâfi gelmiyor. Çekilmek zorunda kalıyor.
Yalnız ayı, yemeğini kolay kolay teslim etmez.
- Kavga etmekten başka alternatifimiz yoktu.
- Mücadele etmekten başka seçeneğimiz yoktu.
- Tom seninle dövüşmeyecek kadar akıllıdır.
- Tom seninle dövüşmeyecek kadar mantıklıdır.
Senin beni dövebileceğini sanmıyorum.
Yapay zeka, doğal aptallığı yenemez.
Tom ikimizi dövemez.
Demiri sıcakken dövmelisin.
Onu yenmemizin imkansız olduğunu düşünüyorum.
Kavga etmiyorum.
Tom'a mücadeleye devam etmesini söyledim.
Geri çekilmekten başka seçenekleri yoktu.
Demir tavında dövülür.
Askerler savaşma cesaretini yitirdi.
O, onun elinden geldiği kadar sıkı dövüşmeye devam ettiğini izledi.
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
ve yenemeyeceği hiç kimse yok
kavga etmeden kazandığım, şimdi senin.
Hey çocuklar kavga etmeyi bırakın. Hadi ama, ayrılın!
Dövüşmek zorundasın.
Tom ve Mary hep kavga ediyorlardı.
Benimle kavga etmek için bir bahane buldu.
Anne dövüşen çocukları ayırdı.
Ahtapotlar kavgaya başlamak için birbirlerine doğru yaklaştıklarında,
ve bir süre sonra çarpışmaya başladılar