Examples of using "Achète" in a sentence and their turkish translations:
O, bilgisayarı satın alıyor.
Kim satın alıyor?
Satın al!
O bir bilgisayar satın alıyor.
O, bilgisayarı satın alıyor.
O yiyecek satın alıyor.
bir animasyon stüdyosu satın alıyor
- Düş yakamdan.
- Huzur ver!
- İşin gücün yok mu senin!
Tom ekmek alıyor.
- Benim için bu kitabı satın al.
- Bu kitabı bana al.
O elbiseler satın alır.
Onu satın alın!
O ekmek satın alır.
Bu kitabı satın alıyor.
Tom muz satın alıyor.
Bana bir araba satın al.
O bir bilgisayar satın alıyor.
O bir bilgisayar satın alıyor.
Her zaman pahalı elbiseler alır.
O her zaman süt alır.
Dönerken biraz soya fasulyesi al.
Onları satın almıyorum.
Onlar için satın almıyorum.
Baba, bana bir vuvuzela al!
Eski bir şapka satın alıyor.
Oğlan bir köpek satın alıyor.
Bu oyunu çocuklar için al.
(SG) Alexa, organik yiyecekler al.
İstediğiniz elbiseyi satın alın.
- Lütfen birkaç elma satın alın.
- Lütfen birkaç elma al.
Bu sanat türünü kim satın alıyor?
Onları satın almak zorunda kalacak.
Gerekli tüm ürünleri çabucak al.
Biz yumurtaları düzine ile alırız.
Kızım dükkândan süt alıyor.
O, karaborsadan tütün satın alır.
Kız süpermarkette süt alıyor.
Dükkana git ve bize biraz yiyecek satın al.
Benim için dört tane büyük patates satın al.
Düşük al, yüksek sat.
ve kendisine bir tane yatırımcı bulup hemen bu istediği oteli satın alıyor
O, bir kitaplık yapabilmesi için biraz kereste satın alıyor.
Bizim yeni bir çamaşır makinesi satın almamız gerekir.
Sen tütün dükkanında pul satın alıyorsun.
Onun için elbiselerini hâlâ Tom'un annesi alıyor.
Tom Mary'nin bakkaliye eşyalarını nereden aldığını bilmiyor.
Kendisine bir bisiklet alması için babasına yalvardı.
Tom'un onun için almamı istediği her şeyi alacağım.
Bir tüccar malları alan ve satan bir kişidir.
Şimdilerde rakip gördüğü şirketleri hemen bünyesinde satın alıyor onu geliştiriyor.
Bunun Tom'un almamızı istediği şey olduğundan emin misin?
O onun pahalı bir nişan yüzüğü almasını istemiyor.
O, onun ona pahalı bir hediye almasını umuyordu.
Bir kitap al ve onu oku.
Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim.
Tom her zaman satın aldığı yiyeceklerde boya maddesi olup olmadığını kontrol eder.
Maliyeti ne olursa olsun istediğini alır.
Tom Mary'nin onun doğum günü için ondan ne almasını istediğini bilmiyor.
Tom hâlâ sana güzel şeyler mi alıyor?
Adam eşi için güzel güller alıyor.
Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.