Examples of using "L'ordinateur" in a sentence and their turkish translations:
O, bilgisayarı satın alıyor.
Bilgisayarı geri getir.
Bilgisayar yeniden başlatılıyor.
Bilgisayarı kullanıyorum.
- Bilgisayar yeni.
- Bilgisayar yenidir.
O, bilgisayarı satın alıyor.
Bilgisayar kapalı.
Bilgisayara dokunma!
- Ben bilgisayarı kullanabilir miyim?
- Bilgisayarı kullanabilir miyim?
- Bilgisayarı yeniden başlatmayı denedin mi?
- Bilgisayarı yenide başlatmayı denediniz mi?
En yüksek performansı olan bilgisayar
Ben bilgisayarla oynadım.
- Bu, Tom'un bilgisayarıdır.
- Bu, Tom'un bilgisayarı.
O, bilgisayarı kapattı.
Bilgisayar bozuldu.
Bilgisayar kütüphanededir.
Bilgisayar başladı.
- Bilgisayar karmaşık bir makinedir.
- Bilgisayar kompleks bir makinedir.
Tom'un bilgisayarı nerede?
Tom'un bilgisayarını kontrol ettim.
Şimdi bilgisayarı kapatmanın zamanı.
- Tom bilgisayarın nasıl tamir edileceğini biliyordu.
- Tom bilgisayarın nasıl onarılacağını biliyordu.
Bilgisayarda fazla zaman geçiriyorsun.
O, bilgisayarda çok fazla zaman harcıyor.
Tom'un bilgisayarı cevap vermiyor.
Bilgisayarı tamir edemem.
Sovyet Rusya'da, bilgisayar kullanıcıyı kullanır!
Bilgisayarı kullanıyorum.
Bu koltuk bilgisayar için uygundur.
Bilgisayar nispeten yeni bir buluş.
Bilgisayar onun sol tarafındadır.
O, onun makalelerini yazdığı bilgisayar.
bilgisayarda gömülü kalmayız ki
öğretmenin bilgisayarını hackerlar hackleyecek
Bilgi bilgisayara yüklendi.
Tom'un bilgisayarına bir virüs bulaştı.
Bilgisayarla çok oynamak, çocuğu aptallaştıracak!
Bilgisayar sık sık insan beyni ile karşılaştırılır.
- Tom bilgisayar başında haddinden çok zaman geçiriyor.
- Tom bilgisayarın başında çok fazla zaman geçiriyor.
Kullandığın bilgisayar yavaş.
Bilgisayar iki yüz farklı tipteki hatayı tanır.
Tom bütün zamanını bilgisayarda geçirir.
Tom'un bilgisayarı arabasındaydı.
Bilgisayarı bozdun. Aferin, dahi.
Biz bilgisayarda oyun oynuyoruz.
Son zamanlarda bilgisayar kullanmaya başladım.
Bu onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
Bilgisayar kadınların sol tarafına yerleştirildi.
Bilgisayarınızın başında öylece oturmayın, karar verme zamanı.
Bilgisayarın başında öylece oturmayın. Bir karar vermelisiniz.
Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.
Bilgisayarın başında öylece oturmayın, bir karar vermelisiniz.
Teyzemin bilgisayarında bir sürü virüs buldum.
Bütün hafta sonunu evde bilgisayarda geçirdim.
Geçen hafta bilgisayara karşı ilginç bir satranç oynadım.
İstediğim bilgisayarı almaya param yetmiyor.
biz ders çalışacağız diye bilgisayar aldırmış bir nesiliz
Tom'un bilgisayarı öyle eski ki hâlâ Windows 98 çalışıyor.
Bilgisayar otomatik sistem güncellemeden sonra çalışmayı durdurdu.
ama bilgisayarda oyun oynarken anormal bir tavrımız vardı
Bilgi ana bilgisayardan sizinkine aktarılabilir, ve tam tersi.
Bilgisayarlar bize çok zaman ve çok sorun kazandırır.
biz babamıza annemize ders çalışacağız diye bilgisayar aldırmış bir nesiliz unutmayın
Kişisel bilgisayarın gelişmesi insanların çalışma tarzında, yaşama tarzında ve birbirleriyle etkileşime girme tarzında devrim yapmıştır.