Examples of using "île" in a sentence and their turkish translations:
Sumatra bir adadır.
Kıbrıs bir adadır.
Onlar ıssız bir adayı araştıracaklar.
Ben bu adadan ayrılmak istiyorum.
Bu adadan canlı çıkamayacağız.
O adada yaşayamazsınız.
ve bir resmen karınca adası oluşturuyorlar
bu ada suda batmıyor
Teknemiz küçük bir adaya yaklaştı.
Madagaskar Afrika'nın en büyük adasıdır.
Uçaktan bakıldığında, ada çok güzel görünüyor.
Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır.
O adada yaşamak imkansızdır.
Bu ada çocuklar için bir cennet.
O adadaki insanlar çok fakirler.
Bu adada büyük yılanlar var.
O adada bir sürü nehir var.
O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.
Bu adadaki pek çok yılan zararsızdır.
Adada ne kadar yaşadın?
O, vatana ihanet suçundan bir adaya sürgün edildi.
Ama belki Portekiz'in küçük bir adası olabilir.
Bir uçağı bu adaya indirmek mümkün mü?
Bu ada 19.yüzyılda Fransa'ya aitti.
Büyük yaş ölümün etrafını saran bir adadır.
O ada bir zamanlar Fransa tarafından yönetildi.
Sanırım bu adadaki tek insanlar biziz.
Dünya sadece küçük bir adadır ve biz küçük adalılarız.
Reunion Adası, batı Hint Okyanusunda bir adadır.
Bir zamanlar küçük bir adada yaşlı bir kral yaşardı.
Bu adanın sakinlerinin korkunç suçlar işledikleri kesin idi.
Uzun zaman önce küçük bir adada yaşlı bir kral yaşarmış.
Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.
Hindistan'ın batısında yer alan, bin yüz adadan oluşan Maldivler gibi
Issız bir adada yaşamaya gitmek zorunda olsan ve yanında sadece bir kitap alabilsen, hangisini seçersin?